Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/1153 E. 2018/878 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1153
KARAR NO : 2018/878
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2017
NUMARASI : 2013/254 – 2017/760
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/06/2018
İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, Arslanbey OSB’de faaliyet gösteren …. A.Ş.’nin müteahhidi .. Şti. arasında 11.01.2013 tarihli sözleşme yaptığını, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında, ….. A.Ş.’nin 4. etap fabrikasının elektrik işlerini yaptığını, işlerin yapımı esnasında fabrika sahasına getirilmiş olan 1×240 mm² kesitli 1000 metre uzunluğunda NYY niteliğindeki kablonun işyerinden saat 07.15-07.45 sıralarında Renault Master marka bir ticari araç ile taşınarak fabrika sahasından çıkarıldığının kamera kayıtlarından göründüğünü, fabrika sahasındaki güvenlikten sorumlu olan davalı şirketin olayda ağır kusuru olduğunu, olaya göz yumduğunu belirterek; davalıdan müvekkilin zararının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirket ile yapılan sözleşme gereğince; iş yapılacağı şantiye alanına teslim edilmiş olan malzemelerin davalının eksikliği ve kusurlu davranışı ve ağır ihmali nedeniyle çalınmasından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 18.901,25 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Asıl dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … Tic. A.Ş. arasında özel güvenlik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin VI. bölümünde işin tanımının yapıldığını, V. Bölümünde ise işyerinde görev alacak olan personel sayısının belirlendiğini, sözleşme kapsamında taraflar arasında bir husumet bulunmadığını, davacının çalındığını iddia ettiği kabloların müvekkili şirketin sorumluluk bölgesine bırakıldığına dair bir delil veya tespit olmadığını, çalındığı iddia edilen malzemeye ait faturada malların sevk edildiği adres ile çalındığı iddia edilen adresin farklı olduğunu, dolayısı ile malların çalındığı iddia edilen yerde bulunduğu hususunun tartışmalı olduğunu, çalındığı iddia edilen malların müvekkili şirketin çalışma sahasına ve çalışanlarına teslim edilip edilmediği hususunun tartışmalı olduğunu, sözleşme tarihinin 30.03.2013 olduğunu, olayın meydana geldiği tarihin ise 10.04.2013 olması nedeniyle davacının asıl iş sahibinin fabrikasında bulunmadığını, sahadan ayrılmış olması gerektiğini, iş bitiminden sonra kalan malzemelerin davacı şirket tarafından almaları olayının kameraya yansıdığını, davacının beyan ettiği Renault Master marka aracın 05.04.2013 günü kameranın bulunduğu noktaya gelerek kamarayı devirdiğini, aynı aracın bu sefer 10.04.2013 günü kameranın bulunduğu noktaya geldiğini, kamera düzeltildiği için araç tam olarak görüntüye girdiğini, minibüsün yanaşmasına müteakip 2-3 dakika sonra içeride çalışmakta olan işçilerden tahminen 3 kişinin gelerek kamerayı tekrar devirdiklerini, kameraların davacı şirket tarafından yapıldığını, çalınan kablonun ağır olduğunun bilinmekte olduğunu, sözleşmeden sonra yeniden yapılaşma olduğu için fabrika sahasındaki riskin arttığını fakat güvenlik görevlilerinin sayısının artırılmadığını, ek fabrika yapımında çalışan işçilerin sonradan arka taraftan açılmış olan kapıdan girdiklerini, bu kapının ve çevresinin güvenliğinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, bu alanda müteahhit firmanın görevlendirdiği bir elemanın olduğunu, müvekkili şirket çalışanlarının sadece fabrikaya ana giriş kapısından giriş yapan tırlar ile ilgili plaka ve isim kaydı yaptığını ve sevk irsaliyesini teslim almak hususunda yetkisi bulunduğunu,… şirketi yetkililerinin sözleşme dışında yer alan başka bir talimatı olmadığını, müvekkili şirket tarafından sürekli riskler tespit edilerek … şirketine bildirildiğini, fiziki eksiklikler nedeniyle müvekkilinin bir sorumluluğunun olmadığını, … şirketine davanın ihbarının gerektiğini, ayrıca müteahhit firmanın sigortacısı ile müvekkili şirketin sigortacısı .. Sigorta A.Ş.’ ye davanın ihbarının gerektiğini, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
TOPLANAN DELİLLER: Mahkemesince sözleşmeler incelenmiş, keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece mahkemesince davacının davalı … Tic. Aş.’nin fabrikasının elektrik işlerini üstlendiği, bu fabrikanın güvenlik hizmetlerini davalı LDR Özel Güvenlik…Şirketinin sağladığı, elektrik işlerinde kullanılan davacıya ait kabloların çalınmasındaki kusur oranları yönünden davalı …. Tic. Aş.’nin %50, davacının %30 ve davalının %20 oranında kusurlu olduğunun ve çalınan kabloların değerinin 37.802,50 TL olduğu, asıl dosyadaki davalı ile birleşen dosyadaki davalı şirket arasında özel güvenlik sözleşmesi bulunduğu ve kusur oranlarına göre davalıların sorumlu oldukları miktar üzerinden, asıl dava ve birleşen 2017/238 esas sayılı davasında davanın kısmen kabulü ile; 26.461,75 TL zarar bedelinin 18.901,25 TL lik kısmından davalı …Tic A.Ş., 7.560,50 TL lik kısmından davalı L…. Ltd. Şti. Sorumlu olmak üzere olay tarihi olan 10/04/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … Tic. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarının tekrarla birlikte özet olarak; mahkeme tarafından, zamanaşımı itirazılarının dikkate alınmadığını, zamanaşımı itirazına ilişkin hiçbir karar verilmediğini, olayın 10.04.2013 tarihinde meydana geldiğinin iddia edildiğini, tazminat alacağının zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşmesel ilişkinin mevcut olmadığını, davacının, işi başka firmadan üstlendiğini ikrar ettiğini, müvekkilinin, davalının şantiye sahasında olduğundan dahi haberdar olmadığını değilken, davacı tarafça müvekkiline, değerli bir malın şantiyeye getirildiğine ilişkin bir bildirim dahi yapılmadığını, birbirlerinin iletişim bilgilerine dahi sahip olmadıklarını, dava konusu olayın şantiye sahasında gerçekleştiği iddiası olduğunu, müvekkilinin ise müteahhit değil, arsa sahibi olduğunu, şantiye sahasında arsa sahibinin sorumluluğundan söz etmek mümkün olmadığını, şantiye sahasının, müteahhidin iş yeri olduğunu, müvekkiline kusur isnat edilemeyeceğini, bilirkişi raporuna göre gerekçesiz karar verildiğini, raporun eksik olduğunu, savunmalarının değerlendirilmediğini, mevcudiyeti iddia edilen 37.000 TL değerindeki kablonun fabrikaya girdiğine yahut fabrikadan çıktığına ilişkin hiçbir delilin davacı yanca dosya kapsamına sunulamadığını, bu hususun bilirkişi heyet raporunda da da açıkça belirtildiğini, mahkemenin varlığına ilişkin bir delil bulunmayan kabloların çalınmasına ilişkin tazminat talebini kısmen kabul etmesinin izahının mümkün olmadığını, davacının varlığını iddia ettiği kabloların şantiyeye girdiğine ilişkin yalnızca, sunmuş olduğu sevk irsaliyesine, üzerine sonradan elle yazılmış kayıtları delil adı altında dosyaya sunduğunu, kusur oranlarının kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişilerce kusur oranı hesaplaması yapılırken, çıkış kapısında güvenlik kontrolünün olmadığı varsayımı üzerinden müvekkiline kusur isnat edildiğini, ancak hırsızlık olayını gerçekleştiren aracın fabrikaya giriş kapısından girip, giriş kapısından çıkış yaptığını, bu alanda güvenlik klübesi, yaya geçişi için turnike ve açılır kapanır bariyer bulunduğunu, tüm fabrikanın etrafının da duvarla ve çitle çevrili olduğunu, kamera kayıtlarına göre güvenlik görevlisinin araca giriş yahut çıkışta hiçbir müdahalesinin yahut sorusunun bulunmadığını ve kameraların neden, kim tarafından eğildiğini, ayrıca kameraların eğildiğini dahi fark etmediğini, raporda hiçbir kusurunun bulunmamasına karşın müvekkiline %50, güvenlik şirketine ise %20 olarak belirlendiğini, müvekkiline isnad edilen kusurun sebebinin, çıkış kapısında güvenliğin mevcut olmaması olduğunu, ancak aracın fabrikaya giriş ve çıkışını giriş kapısından, güvenliğin gözü önünde, durdurulmadan ve sorgulanmadan sağladığını, haksız fiil sorumluluğundan söz edebilmek için kusur ile zarar arasında uygun illiyet bağının olması gerektiğini, ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava asıl dava yönünden tacirler arasın güvenlik hizmet sözleşmesi, birleşen dosyada ise alt yüklenici tarafından iş sahibine karşı eser sözleşmesi gereği teslim edilen malların korunmasındaki ihmal nedenine dayalı tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen dosyalar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen dosya davalısı kararı istinaf etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeye aykırılık nedeniyle halefiyet sıfatı ile tazminat talebine ilişkin olup, uyuşmazlığın bu yönü itibariyle davalılar arasındaki güvenlik sözleşmesine göre her iki davalının kusur oranlarının ve sözleşme gereği sorumluluğun değerlendirilmesi gerektiği, haksız fiil failine yönelen dava olmadığı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 13/02/2018 tarihli ve 208 sayılı kararı ile yapılan iş bölümü gereği istinaf başvurusunu inceleme görevi 17. Hukuk Dairelerine aittir.
Bu itibarla daha önce 17. Hukuk Dairesi tarafından da görevsizlik kararın verilmiş olmakla görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın başkanlar kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Dairenin tespiti açısından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 20/06/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.