Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2017/2284 E. 2018/689 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2284
KARAR NO : 2018/689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2017
NUMARASI : 2016/646 – 2017/802
DAVANIN KONUSU : Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf, müvekkili şirket tarafından davalıya ait Gerber Accumark programı ve Accunest programlarını modelhanelerde lisanssız bir şekilde kullandığını, bu suretle hiçbir izin alınmadığını ve haksız kullanımdan dolayı zarar gördüğü iddialarına dayanarak ikame edecekleri marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi davalarına delil oluşturması amacıyla Bakırköy 2. FSHM’nin 2016/67 D.İş sayılı dosyasıyla bu hususların tespitini talep ettiğini, tespit yapıldığını, mahkeme tarafından korsan yazılım kullanıldığı iddiasıyla gelindiğini ve kendileri tarafından gelen heyete yardımcı olunduğunu, yapılan tespitte kendilerinin Letra isimli programı kullandıklarını, davalı tarafın kendilerine ait olduğunu söyledikleri programları kullanmadıklarını, bu sebeple davalı şirketin kendilerine haksız ithamda bulunduklarını belirterek manevi haklarına halel gelmesinden ötürü 20.000 TL manevi tazminatın haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin kurulduğu 1986 yılından bugüne kadar CAD-CAM yazılımlarının başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede hak sahibi ve sorumlusu olduğunu, TPE’nde kayıtlı olduğunu, davacnın ise .. bünyesinde konfeksiyon alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, aynı bünyede yer alan … firmasının tespitten 11 gün sonra müvekkilinden Gerber lisansı aldığını, davacı firma için ve Çorum fabrikalarında kendilerine ait programla çalışan makineleri kullandığını ve müvekkiline ait lisans listesinde yer almayan davacının Gerber Accumark programı ve Accunest programlarını modelhanelerinde lisanssız bir şekilde kullanıldığının anlaşıldığını, hal böyleyken tespit yaptırdıklarını, davacı şirketin 3. katında bulunan modelhane bölümünde Ploter’e bağlı bulunan bilgisayarların incelendiğini, müvekkiline ait programın tespit edilmediğini, davacı işletmesine somut gerekçeler ile tespit talebinde bulunulduğunu, tespit anında ve sonrasında davacıya karşı haksız fiil teşkil edecek herhangi bir eylemin olmadığını, tespit işleminin hak arama özgürlüğü niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
TOPLANAN DELİLLER: Dava dışı ancak davacı ile aynı şirketler grubunda bulunan … Tekstil’in İTO kaydı ve Gerber marka davalıya ait programın satış kaydı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2014/4987 Esas sayılı dosyasından verilen örnek karar, davacı … Tekstil’in Lectra isimli programı kullandığına dair satış sözleşmesi örneği ve davacı şirketin bilançoları ve ticari defter ve kayıtları, davacı ve davalıların tanıklarının ifadeleri, davacı vekilinin talebi doğrultusunda davacı Bemateks şirketine ait ticari defterleri incelenmesine ilişkin bilirkişi raporu.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, meydana gelen olay sebebiyle davacı tarafın ticari bir şirket de olsa ticari itibarının lisanssız ürün kullandığı iddasıyla zedelendiği gerekçesiyle olayın oluş şekli , zarar durumu dikkate alınarak takdiren 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesi kararını tevsik edecek bir delilin dosyada bulunmadığını, tespitin Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi mahkeme heyeti tarafından gerçekleştirildiğini ve sunulan gerekçeler doğrultusunda tespit kararı verildiğini , bu nedenle yapılan işlemin hak arama özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığını, yerel mahkeme tarafından delillerin eksik değerlendirildiğini ,kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava haksız şikayet nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ve dairemizin bir çok kararında vurgulandığı üzere, şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa’nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda,davalı taraf davacı … ve diğer aynı grup bünyesinde çalışan firmaların kullanım hakkının kendisine ait olan programın lisansız bir şekilde kullanıldığının tespit edildiğinden bahisle Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine başvurmuş akabinde davacı şirkete mahkeme hakimi ve bilirkişi nezaretinde gerçekleştirilen tespit işlemi sonucunda davalı firmaya ait olan programlardan kurulu ve çalışır halde program bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı şirketin fikri ve sınai hakkının korunması amacıyla yaptırılan tespit işleminin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığının kabulü gerekirken, mahkemece aksi kanaatle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HM’nın 353/1-b.2 maddesine göre kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir..
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/646 Esas, 2017/802 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILARAK
A-Davacının davasının REDDİNE,
B-Alınması gereken 35,90-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 341,55-TL harcın mahsubuna, 305,65-TL harcın davacıya iadesine,
C-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
D-Davalı tarafça yapılan 14,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
E-Kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00-TL vekalet ücreti taktiri ile davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
F-Dosyada harcanmayan avans var ise yatırana iadesine,
2-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından yatırılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yatırılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile + 43,30-TL istinaf posta gideri toplamı 129,00-TL istinaf giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 50,00 + 50,00 olmak üzere toplam 100,00-TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’ nın 333. maddesi gereğince davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karardan birer suretin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/05/2018