Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2017/2124 E. 2018/716 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2124
KARAR NO : 2018/716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2017
NUMARASI : 2015/99 – 2017/415
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ortada geçerli bir faktoring sözleşmesi dahi yokken ve çekin yetkili hamili değilken müvekkili aleyhine gerçek dışı isnatlarda bulunarak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı aldığını, müvekkilinin adresini değiştirme ve mal varlığını elinden çıkarma gayretinde olmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının haksız olup İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icraya konduğunu, 31.332,60 TL alacak için üzerinde takyidat bulunmayan dava dışı … ait araç ile müvekkiline ait iki aracın ihtiyaten haczedildiğini, bankalara gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle müvekkilinin hesaplarına bloke konduğunu ileri sürerek haksız haciz nedeniyle kişilik hakları zarar gördüğünden 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ve …..Ltd. Şti. arasında imzalanan faktoring sözleşmesinin geçerliliğini 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanuna dayandığı, davacının bu kanun g gereğince dava konusu edemeyeceğini, çekin keşide tarihinde ödenmemiş olduğunu, alacağın tahsili için yasal olarak verilen hakkını kullandığını, takip dosyasına ödeme nedeniyle takip işlemlerinin sonlandırıldığını, çek borcunu ödeyen davacı şirketin bu sebeple elem ve keder hissetmesi iddiasının izahının dahi olamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TOPLANAN DELİLLER: Mahkemesince İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya konu 2015/20 D. İş sayılı dosyası sureti getirtilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece mahkemesince İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/20 D. İş sayılı dosyasının incelemesinde ihtiyati haciz kararının hukuka uygun olduğunun Yargıtay kararı ile netleştiği, davacı yanca ihtiyati haciz konusu borcun esasına ilişkin herhangi bir itiraz veya açılmış menfi tespit davasından bahsedilmediği, bu yönde bir iddianın bulunmadığı gerekçesiyle hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; ortada geçerli bir faktoring sözleşmesinin olmadığını, çekin yetkili hamili olmadıklarını, fatura ve çek bilgilerinin uyumsuz olduğunu, yetkili olmayan hamil tarafından yapılan ibraz üzerine muhatap banka tarafından yapılan karşılıksızdır işleminin protesto olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkili tarafından banka hesaplarına konan blokelerin kalkması için ödeme yapma zorunda kalındığını, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava haksız haciz nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat talebiyle açılmıştır.
Delil olarak dosya içerisine alınan İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/20 D. İş sayılı sayılı dosyasının incelenmesinde davalı şirket tarafından davacı şirket ve dava dışı …, V… inş. hakkında 28.1.2014 vade tarihli 28.000,00 TL tutarlı çekin … şirketinin cirolayarak müvekkiline verdiğini, alacaklarının ödenmediğini, alacaklarının rehinle teminat altına alınmadığını, borçluların adresten ayrılma ve mal varlığını elinden çıkarma çabası içinde olması nedeniyle ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemesince talebin kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verildiği, …’in itirazı üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda itirazın kabul edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği, kararın temyizi üzerine kararın bozulduğu bozmaya uyularak itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Başka bir anlatımla haksız takip yapan kötü niyetli ve ağır kusurlu olmalıdır. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır.
Somut olayda ise ihtiyati haciz kararının haksız olmadığı, karara karşı itirazın bozma sonrası reddine karar verildiği, hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediği anlaşılmakla mahkemesince davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
Bu nedenle; ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/99 Esas, 2017/415 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL istinaf karar ilam harcından, peşin yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ayrıca yatırılan istinaf gideri olmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karardan birer suretinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 391/Son maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2018