Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2017/2112 E. 2018/701 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2112
KARAR NO : 2018/701
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2017
NUMARASI : 2015/971 – 2017/275
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili yerel mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete ait dükkanın dava dışı bir kahve dükkanına kiralanmış olduğunu, binanın tamamında davalı tarafça güçlendirme çalışmaları yapıldığını, kahve dükkanının tadilat nedeni ile faaliyette bulunamadığını, bu nedenle kira gelirinden mahrum kalındığını beyan ederek, 20.000-USD karşılığı 61.200,00-TL maddi zararın ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili yerel mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; söz konusu taşınmazda yapılan çalışmaların müvekkili şirkete ait olmadığını, husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
TOPLANAN DELİLLER: Tapu Kaydı, kira protokolü, ihtar, sözleşme.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, yazılı bir belgeye dayanarak dava açan davacının sözleşmede isim ve ünvanı bulunan dava dışı şirket yerine davalı şirket aleyhine dava açtığı, HMK’ nın 124. maddesi gereğince davacının taraf değişikliği talebinin ancak karşı tarafın onayı ile mümkün olabileceği, davalının taraf değişikliğine rıza göstermediği, davacının hatasının da kabuledilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı davacı istinaf yoluna başvurarak; başlangıçta dava açılan şirket ile daha sonra taraf değişikliği talep edilen şirketin aynı şirketler grubu içerisinde yer aldığını, davalı … ile davalı olmasını talep ettikleri .. A.Ş. arasında organik ve hukuki bağ bulunduğunu, müvekkilinin davalıda hata yapmasının kabuledilebilir bir yanılgıya dayandığını, uyuşmazlığın 23/03/2015 tarihinden sonra … A.Ş. tarafından ana yapıda devam ettirilen tadilatın müvekkilinin kiraladığı bağımsız bölümü kullanamamasına ve bu dönemde kira geliri elde edememesine dayandığını, mahkeme kararının hatalı olduğundan HMK’ nın 124. maddesi gereğince taraf değişikliği talebimizin kabulüne mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinafa cevabında; mahkeme kararının yerinde olduğunu, davacının bizzat imzaladığı 11/11/2014 tarihli muvafakatnamede …. Otelcilik Turizm Şirketine otel işletmeciliğinde kullanılmak üzere kiraya verilmesine, hukukun sınırları içinde her türlü tadilat ve yenileme çalışmalarının yapılmasına ibaresinin yer aldığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, şirketle kendileri arasında organik bir bağ bulunmadığını, istinaf istemlerinin reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı tarafından gerçekleştirilen tadilat nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmasından doğan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Görülmekte olan davada iradî taraf değişikliğine ilişkin düzenleme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (m.124/1). Ancak yasakoyucu bu konuda yasalarda yer alan özel hükümleri saklı tutarak (m.124/2) hâkimin izni ile taraf değişikliği yapılabilecek hallere de yer vermiştir. Anılan iki fıkra çerçevesinde maddî bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği gibi, tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda da hâkimin izniyle taraf değişikliği yapılabilecektir (HMK m.124/3,4). İradî taraf değişikliğine ilişkin hükme istinaden gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradî taraf değişikliği yapılması mümkündür. ( Y,3.HD, 2017/5987 E, 2017/10972 K)
Somut olayda; davacı şirket ile dava konusu edilen inşaat ve tadilat çalışmalarını yapan dava dışı … A.Ş. arasında sözleşmeye dayalı bir ilişkinin bulunmadığı, davacının zararına yol açtığını iddia ettiği işlemlerin davalı tarafça yapılmadığı, 11/11/2014 tarihli davacı şirket tarafından imzalanan muvafakatnamede dava dışı … A.Ş. isminin yer aldığı, davalının davacının yaptığı 10/02/2016 tarihli dilekçede taraf iradi değişikliğine rıza göstermediği böylece HMK’ nın 124. maddesindeki koşulların oluşmadığı anlaşıldığından bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/971 Esas, 2017/275 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’ nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar ilam harcından, peşin yatırılan 31,40-TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 4,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan 120,00-TL istinaf gider avansından harcanmayan kısmın HMK’ nın 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/06/2018