Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2017/1821 E. 2018/392 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1821
KARAR NO : 2018/392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017
NUMARASI : 2015/616 – 2017/404
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; davalı bankanın İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/215 Esas sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı aldığını, söz konusu kararın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyasından tatbik edildiğini, müvekkile ait bazı araçlar üzerinde kaydi hacizler yapıldığını, bu nedenle kiradaki bu araçların kiracılar tarafından iade edildiğini, ayrıca davalı bankada bulunan hesaplarına da bloke konulduğunu, başka bankalara da İİK madde 89 ihbarnamelerinin gönderdiğini, daha sonra itiraz üzerine ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, bu haksız ihtiyati haciz nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 53.400-TL maddi tazminat ile 5.000-TL manevi tazminatın 27/06/2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili banka ile yapılan kredi sözleşmesinde davalının da müteselsil kefil olduğunu, asıl borçlunun bakiye borcunu ödememesi üzerine ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati haczin mahkeme kararıyla kaldırılması üzerine kaydi haciz ve yakalama kararlarının da kaldırıldığını, davacının bir zararının doğmadığını, zira kayden haciz işlemi yapıldığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
TOPLANAN DELİLLER: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/215 D.İş sayılı dosyası, İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’ nün 2014/12714 takip sayılı dosyası, 20/02/2017 tarihli bilirkişi raporu.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı bankanın kullandırdığı kredi nedeniyle davacı hakkında aldırdığı ihtiyati haciz kararının davacının borcu bulunmadığından iptal edildiği, bu karar çerçevesinde araç kiralama işi yapan davacının araçlarında ihtiyati haciz kararı uygulandığı, bu süre içinde araçları kiralayamadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği ve mahkememizce de uygun bulunduğu halde kira kaybına uğradığı, bu kira kaybının toplam 51.600,00 TL olarak belirlendiği, manevi tazminat açısından ise borçlu olmadığı halde hakkında alınan haciz kararının tatbik edildiği, davacının bu müddet içerisinde borçlu olmadığı halde mal varlığına haciz uygulandığı, bundan dolayı yaşadığı durum, ticari kaygı ve üzüntü TMK nun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine 51.600-TL maddi ve 5.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurarak, davalının müvekkil banka ile imzalanan kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduğunu, davacının zararı ile eylem arasında illiyet bağının kurulamadığı, araçların kiraya verilmemesinin gerçek sebebinin araştırılmadığını, araçların trafikten men işlemlerinin gerçekleşmediğini, hacizlerin kaydi olarak uygulandığını, mala gelen zararda kural olarak manevi zararın tazminine karar verilemeyeceğini, davacının manevi dünyasına ilişkin bir zararın da doğmadığını, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinafa karşı cevapta bulunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava haksız haciz işleminden doğan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Davalı-alacaklı… Bankası A.Ş’nin ihtiyati haciz talebi ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/215 değişik iş ve 23/06/2014 tarihli kararıyla davacı-borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş, verilen bu ihtiyati haciz kararına İcra İflas Kanununun 265. maddesi gereğince yapılan itiraz üzerine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/09/2014 tarih 2014/215 değişik iş sayılı kararıyla “hesap ekstrelerine göre kredi cari hesabının 30/07/2012 tarihli 295.257,07 TL lik ödeme ile kapandığı, daha sonra kullandırılan kredi de itiraz edenin kefaletinin bulunmadığı, cari hesap ekstresinde de alacağının kalmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği ” anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasında davalı bankanın davacının da yer aldığı borçlular aleyhine kredi sözleşmesinden dolayı 262.520,79-TL üzerinden takibe giriştiği, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 23/06/2014 tarih ve 2014/215 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararında borçlulardan birinin davacı olarak yer aldığı, davacının mal varlığına ve dava konusu edilen araçların tescil kaydına ihtiyati haciz şerhi işlendiği, 23/09/2014 tarihli kararla ihtiyati haczin kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Haksız olarak ihtiyati haciz kararı alınan davacının araç kiralama işi yaptığı , bu çerçevede … plaka sayılı otomobiller ile …plakalı motorsikletinin trafik kayıtlarına kayden ihtiyati haciz şerhi verilmiştir.
2004 sayılı İİK 259/1. maddesine göre haksız ihtiyati haciz halinde borçlunun ve üçüncü kişilerin uğradıkları bütün zararlardan alacaklı sorumludur. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık manevi tazminat yönünden Türk Borçlar Kanunu 58. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise kusura dayalıdır.
Dava, haksız haciz iddiasına dayanmaktadır. Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerek ve yeterlidir.
Somut olayda,taraflar arasında davacının kefil olarak yer aldığı kredi sözleşmesi bulunduğu ,hesap ekstrelerine göre kredi cari hesabının 30/07/2012 tarihli 295.257,07 TL’lik ödeme ile kapandığı, daha sonra kullandırılan kredi sözleşmesinde davacının kefaletinin bulunmadığı, haciz tarihi itibariyle davalının davacıdan talep edebileceği bir hak ya da alacağının bulunmadığı,alacaklı davalı vekilince takip dosyasında yakalama avansı yatırılarak fiili haciz uygulanmasının istendiği, bu takip işlemleri nedeniyle davacının kaydi haciz konulan araçlar yönünden araç kiralama işinin sekteye uğradığı, hacizlerin kaldırılmasına kadar ki dönemde davacının bu araçlar yönünden kira gelirinden mahrum kaldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan tespit ve hesaplamalara göre hükmedilen maddi tazminat ile hakkaniyet,kusur durumu ve dosya kapsamına göre takdir edilen manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmış, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/616 Esas, 2017/404 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.866,34-TL istinaf karar ilam harcından, peşin yatırılan 966,58 TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 2.899,80-TL harcın davalıdan tahsiline, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına,
3-Davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, davalının yaptığı istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan 100,00 TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra HMK’nın 333. maddesi gereğince kendilerine iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2018