Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2023/882 E. 2023/3069 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/882
KARAR NO: 2023/3069
KARAR TARİHİ: 24/11/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2022
NUMARASI: 2022/653 2022/715
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, menfi tespit (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) ilişkindir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağının, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takip dosyası olduğu, takibe 03/11/2006 tanzim tarihli, 03/12/2006 vade tarihli bononun dayanak gösterildiği anlaşılmıştır. Bononun yasada belirtilen şekil şartlarına haiz olup olmadığı, bu doğrultuda yazılı delil başlangıcı sayılıp sayılmayacağı hususunun takdiri Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olup bununla ilgili olarak 6102 sayılı TTK’nın hükümlerinin tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaati ile davanın usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/48 Esas ve 2022/387 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, mahkemenin bu kararında taraflar arasındaki ilişkinin geçersiz kıymetli evraktan kaynaklı ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki yanlış değerlendirmeleri ile mahkememize kaydı yapılan menfi tespit davasında karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. Zira somut olayda, tacir sıfatını haiz olmayan davacı ile tacir sıfatını haiz davalı arasında düzenlenen senetin kambiyo senedi vasfı bulunmayıp, senet adi senet hükmündedir. Usul ekonomisi ilkeleri ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi amacıyla kamu düzeninden olan göreve ilişkin değerlendirmeler doğrultusunda ele alınarak sonuca gidilmiştir. Davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2. Maddesi uyarınca görev nedeniyle usulden reddine Mahkememizin karşı görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilen davalardır. Buna göre, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davaları, ticari dava sayılmıştır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. TTK’nın 4/1-a maddesinde, “TTK’da öngörülen hususlardan kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari davalar arasında sayılmıştır. Kambiyo senetleri, 6102 sayılı TTK’nın 670 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu nedenle, TTK’da düzenlenmiş olan kambiyo senedinden kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari dava olup, aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Somut olayda; davacı kambiyo vasfı bulunmayan senetten dolayı borçlu olmadığını talep ettiği anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca keşide yeri bulunmayan bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de alacaklı tarafa aittir. Buna göre keşide yeri bulunmayan bir bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden, eldeki uyuşmazlığın da kambiyo senedinden kaynaklandığı kabul edilemeyecektir. Bu durumda tarafların tamamının tacir olmamasına ve davanın da mutlak ticari nitelikte bulunmamasına göre uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (T.C.YARGITAY13. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2015/35793 -KARAR NO: 2015/35350)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/11/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.