Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2023/874 E. 2023/3087 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/874
KARAR NO: 2023/3087
KARAR TARİHİ: 24/11/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2023
NUMARASI: 2023/41 2023/86
DAVA: Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 9. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Bakırköy 9. Tüketici Mahkemesince, “…Somut uyuşmazlıkla alâkalı İstanbul BAM 44. Hukuk Dairesi’nin 09/06/2022 tarih ve 2022/824 Esas, 2022/994 Karar sayılı kararında; “…Bonoya ilişkin hükümler 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 4. maddesinde taraflardan biri tacir olmasa bile bu Kanunda düzenlenen hususlara ilişkin davaların ticari dava sayıldığı açıkça hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 5. maddesi hükmünde yapılan değişiklik uyarınca, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi 01/07/2012 tarihinden itibaren görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kamu düzenine ilişkin olup, dava şartlarından bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir (Yargıtay 19.HD’sinin 2014/12085-2015/9141 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir). Yukarıda verilen Yargıtay kararında da açıklandığı üzere bono TTK’da düzenlenmiş olup, bir senedin bono olup olmadığı, bonodan dolayı borçlu olunup olunmadığı, bonodaki imzanın gerçek olup olmadığı gibi hususların tespiti ile sonucuna göre karar verme bakımından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dava konusu uyuşmazlığa bakma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olmasına rağmen yanlış değerlendirmeyle davaya tüketici mahkemesinin bakması hatalı olduğundan…” şeklinde belirtildiğinden; somut uyuşmazlıkta davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesinde olduğu gözetilerek mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… Davanın nitelik olarak nispi ticari dava türüne de girmediği, davacının davalılar karşısında hizmet alan konumunda olduğu, uyuşmazlığın tüketici hükümleri uygulanarak çözümlenmesi gerektiği bu nedenle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak daha evvel görevsizlik kararı verilmiş …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4/5.maddesi; ”Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklindedir. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı ile davalı taraf arasında kurs verilmesine dair eğitim hizmet sözleşmesi imzalandığı ve bu kapsamda keşide edilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve icra tehdidi altından ödenen paranın iadesi talep edilmiş olup, taraflar arasında tüketici sözleşmesi bulunduğu ve davaya konu senetlerin de bu tüketici sözleşmesine istinaden düzenlendiği, temel ilişkinin tüketici ilişkisi olduğu anlaşılmakla, davanın Bakırköy 9. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (HGK 12/10/2021 tarih 2017/(19)11-166 Esas, 2021/1199 Karar)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 9. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/11/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.