Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/870
KARAR NO: 2023/3070
KARAR TARİHİ: 24/11/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2022
NUMARASI: 2022/544 2022/1166
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesince ile Bakırköy 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptali (haksız eylemden kaynaklanan zarar nedeniyle) ilişkindir. Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesince, “… İşbu davada … Sigorta A.Ş’nin sigortalısı … plakalı araç sahibi olup, … plakalı araç ile karışılan kaza neticesinde sigorta şirketinin sigortalısına ödeme yapmış olduğu anlaşılmıştır. Yapılan ödeme neticesinde davacının sigortalısının haklarına halef olduğu düşünüldüğünde gerçekleşen kaza neticesinde talep edilecek bedel haksız fiil nedeniyle olacaktır. Zira … plakalı araç sahibi ile … plakalı araç sahibi arasında tüketici işlemi bulunmamaktadır, ayrıca davalı ile davacı arasında tüketici işlemi olarak nitelendirilebilecek herhangi bir sözleşme veya işlem de yoktur. İşbu olayda tüketici işlemi olarak nitelendirilebilecek tek durum sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki ilişki olsa da uyuşmazlık bu ilişkiden kaynaklanmamaktadır. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak; davanın taraflarından birisinin 6502 sayılı kanun kapsamında tüketici olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesince “…. TTK.nun 1483 vd.md.lerinde “zorunlu sorumluluk sigortalar” düzenlenmiştir. Bir hukuku işlemin veya fiilin TTK.nu kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuku işlemin veya fiilin olması gerekir. Dosyamızda da talebin trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın TTK.nun 1483 vd.md.lerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda bu davaya bakmakla görevli olan mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Mahkememizin işbu davaya bakmakla görevli olmaması nedeniyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… davacı sigorta şirketi dava dışı 3. şahıs için ödediği tazminatı davalı sigortalıdan ağır kusur nedeniyle rücuen istemekte olup, sigortalı aracın hususi araç olduğu gibi malikinin de gerçek kişi olduğu, dolayısıyla sigortacı ile sigortalı arasındaki ilişkinin tüketici ilişkisi olduğu ve davanın 08/05/2018 tarihinde, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra açıldığı; bu bakımdan uyuşmazlığın, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine ve Mahkememizin karşı görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 3 Temmuz 1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararında halefiyet “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından trafik poliçesi kapsamında sigortalısına ödenen tazminatın, trafik kazasının meydana gelmesinde kusurlu bulunan araç malikinden rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olmasının yanında halefi olduğu dava dışı sigortalınında ticari şirket olduğu ve tacir olduğu, sigortalı ve davalıya ait aracın aracın ticari ve kamyon niteliğinde araç olduğu; davacı ile davalı arasında rücuya konu poliçe sözleşmesinde taraf sıfatlarının bulunmaması nedeni ile tüketici ilişkisi olmadığı, rücuya konu aracın zmm poliçesi kapsamında ve halef olduğu aracın niteliği de dikkate alınarak, davanın Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/11/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.