Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/561
KARAR NO: 2023/2942
KARAR TARİHİ: 13/11/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2022
NUMARASI: 2022/869 2022/1108
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki davada Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Dosya içeriğinden taraflar tacir olup dava konusu uyuşmazlığın tarafların işletmesi ile ilgili hususlardan kaynaklandığı bu anlamda ticari dava olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekili tarafından da dava dilekçesinin asliye ticaret mahkemesine hitaben yazıldığı açıktır. Yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda eldeki davanın ticari dava olduğu ve ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince, “…yapılan araştırma neticesinde davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Davadaki uyuşmazlık davacının davalıdan alacaklı olup olmadığına ilişkindir. Davanın nitelik olarak mutlak ticari davalardan olmadığı, davalının yapılan tacir araştırması neticesinde tacir olmadığının tespit edildiği bu nedenle davanın nitelik olarak nispi ticari dava türüne de girmediği, uyuşmazlığın genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alanına girdiği…” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.TTK’nın 14. maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır. 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkar, ister gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağıya gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır. Vergi Usûl Kanununun 178. maddesine göre, birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar(VUK 176). Somut olayda, mahkemece kurumlara yazılan yazı cevaplarına göre, davalının esnaf ve ticaret sicil kaydının bulunmadığı, vergi mükellefiyet kaydı ise diğer temizlik faaliyetleri kapsamında 2. sınıf tüccar olduğu görülmektedir. Davalının esnaf sayılabilmesi için kazanç unsuru yanında, iktisadi faaliyetlerinin nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmalarına dayanması, kazançlarının ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olması ve esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil(berber, terzi gibi) olması gerekmektedir. Dosya kapsamında, davalının iktisadi faaliyetlerinin nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmalarına dayandığına veyahut berber terzi gibi esnaflık faaliyetinde bulunduğuna dair har hangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Tam aksine, sözleşmeye konu ürünler satımın ticari olduğunu göstermektedir. Bu durumda, davalının karine olarak esnaf olduğunun kabulü doğru olmayıp, satımın ticari olması ve ikinci sınıf tüccar şeklindeki mükellefiyet nedeniyle tacir sıfatını haiz olduğunun kabulü gerekir. TTK 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren davaların ticari dava sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre davanın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/11/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.