Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2023/2811 E. 2023/3002 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2811
KARAR NO: 2023/3002
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2023
NUMARASI: 2023/316 2023/316
TALEP: Reddi Hakim incelemesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı … vekilinin 26/04/2022 tarihli reddi hakim talepli dilekçesinde;”Sayın mahkeme hakimliğinize Anayasa’nın ve 6100 sayılı HMK nun emredici kurallarını hatırlatmak ve hakimliğinizi reddetmek zorunlu olmuştur. Şöyle ki;Anayasa Madde 6; “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”. Madde 11; “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.”. Madde 141; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.”. Sayın hakimliğiniz olarak; 4 yılı aşkın süredir devam eden davada, adeta keyfi olarak tarafların delillerini ikame etmemekte ve de HMK hükümlerini (Madde 31,237) yerine getirmemekte açıkça ısrar etmektesiniz. Bilirkişiler yemin ederek görev yapmaktadırlar. Yemin eden kişiler mahkeme huzurunda da yeminlerinin gereği olarak mahkemeyi ve tarfları aydınlatmak zorundadırlar.17.7.2023 tarihli celsede verdiğiniz; “Mahkememizin 08/05/2023 tarihli celsesinin 2 numaralı ara kararından rücu talebinin reddine, tefhimle açık duruşmaya devam olundu” ara kararı, Anayasa’nın 141. ,11. Maddelerine aykırı olup, geçersiz olduğu gibi bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesinin de tartışmasız ihlalidir. Keyfidir. İlgi dilekçelerimizde 6100 sayılı HMK hükümlerine göre talep ettiğimiz; “Her hal ve şartta 6100 sayılı HMK 149/2, 152, 185, 281/2, 293 maddeleri uyarınca bilirkişilerin mahkemeye çağrılmalarına ve raporda yazdıkları ve fakat talep edildiği halde cevaplamadıkları tüm konularda sorulacak soruları mahkeme huzurunda da cevaplamalarına,” konularında gerekçesiz ve keyfi olarak RET kararı verilmesi, dosyada apaçık peşin hükümlü olduğunuzun tartışmasız delilidir. Usul kanununa bu maddeler süs olsun diye konulmamıştır. Avukatların birinci görevi mahkemeleri aydınlatmaktır. Sadece müvekkilimizin değil, karşı tarafın da haklarına saygılı olmak zorundayız. Bilerek ve isteyerek asla hukuka aykırı bir talepte bulunmayız ve delil sunmayız. Ancak, hakkımızı aramamızın da gerekçesiz olarak engellenmesini asla kabul edemeyiz. Talep ettiğimiz; “Bilirkişilerden “tarafların iddia ve savunmalarını hesaba ve gerekçeye dayalı şekilde cevaplayacakları” ek rapor alınmasına,” hususu, yasanın yargıçlara da emrettiği bir husustur. Bu konuda keyfi karar verilemez. Ara kararlardan her zaman rücu edilebilir. Binlerce örneği vardır. Hata insanlar içindir. “Errara humanum est” Roma hukukunun en temel ilkesidir. Ancak, hatada ısrar etmek ve de gerekçesiz ısrar etmek ise, peşin hükümlülüktür ve tarafsızlığın da ihlalidir. 6100 sayılı HMK “MADDE 36 – (1) Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebileceği gibi hakim de bizzat çekilebilir” demektedir. Yasal taleplerimizin (ki davalı taraf da ek bilirkişi raporu talep etmiştir) GEREKÇESİZ olarak reddedilmesi HMK 36/1 maddesinde yazılan hususun (Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması) gerçekleşmesi ile eş değerdir.” şeklinde beyan ve talepte bulunmuştur. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi ve çekilmesini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı, reddeden davacı tarafından mahkeme hakimin keyfi olarak tarafların bildirdiği delilleri toplamadığı, usul hükümlerini yerine getirmemekte ısrar ettiği, ara karardan rücu talebinin reddinin keyfi olduğunu, bilirkişilerin mahkemeye çağrılması talebinin gerekçesiz reddedildiği ve diğer red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği yönündeki merci değerlendirmesi yerindedir.Bu itibarla ilk derece mahkemesinin reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararı hukuka uygundur. İlk derece mahkemesince HMK’nın 42/4 maddesi gereğince davacı aleyhine para cezasına hükmedilmişse de, tüm dosya kapsamına göre red talebini kötü niyetle yaptığına ilişkin bir olgu veya bilgi söz konusu olmadığından para cezası ile tecziyesi yasaya uygun değildir. Bu husus yeniden yargılamayı gerektiren bir eksiklik olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında aşagıdaki şekilde yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca; İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2023/316 D.İŞ Esas 2023/316 D.İş Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Davacının reddi hakim talebinin reddine, 3-HMK’nın 42/4 maddesinde öngörülen koşullar mevcut olmadığından davacı hakkında disiplin para cezası tayinine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.