Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2078
KARAR NO: 2023/3624
KARAR TARİHİ: 27/12/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2023
NUMARASI: 2023/92 2023/176
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ile Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptaline ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, davacı sigorta şirketi ile dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında … plakalı otomobil için kasko sigorta poliçesi imzalandığı, sigortalı araç ile davalı …’ın işleten, diğer davalı …’ın şoför olduğu … plaklı kamyon arasında gerçekleşen trafik kazasında davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalının hasarını karşılayarak haklarına halef olduğu, sigortalı aracın şirket adına kayıtlı olduğu ve bu suretle ticari amaçla kullanıldığı, davalı … adına kayıtlı aracın ise yük nakli için ticari amaçla kullanılan kamyon olduğu, davacının 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ticari bir dava olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… toplanan deliller birlikte değerlendirdiğinde, davalı …’ın gelirinin esnaf işletmesi sınırını aşmadığı, işletme esasına göre defter tuttuğu, diğer davalının da tacir sıfatının bulunmadığı, dava konusunun poliçeye göre ödeme yapan sigortacının haksız fiil hükümlerine göre ödenen bedelin rücuen tazmini istemine dayalı itirazın iptali istemi olduğu, dava konusu itibariyle mutlak ticari davalardan olmadığı, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir dava bulunmadığı, yukarıdaki içtihatlarda yapılan açıklama ve mevzuat değişikliği birlikte değerlendirildiğinde salt kazaya karışan aracın ticari araç olması durumunun davayı ticari dava haline getirmeyeceği, nispi ticari dava olarak bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekli olduğu, özel yetkili olan Mahkememizce TTK 4. Maddede düzenlenen ticari davaların görülüp karara bağlanabileceği, davaya bakmaya genel yetkili mahkemelerin görevli olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 3 Temmuz 1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararında halefiyet “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından “Kasko Poliçesi” kapsamında sigortalısına ödenen tazminatın, trafik kazasının meydana gelmesinde kusurlu bulunan kişilerden rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. Davacı sigorta şirketi ise de, halefi olduğu dava dışı sigortalının tacir olduğu, ancak davalıların yapılan araştırmaya göre tacir olmadığı, davalılara ait aracın kamyon olması davayı ticari dava yapmayacağı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, davanın mutlak ya da nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27/12/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.