Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2023/1993 E. 2023/3630 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1993
KARAR NO: 2023/3630
KARAR TARİHİ: 27/12/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2023
NUMARASI: 2023/338 2023/441
Taraflar arasındaki davada İstanbul 2. Asliye Ticaret, İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, işçilik alacağı nedeniyle dava dışı işçiye ödenen bedelin davalıdan rücuen tazmini talebine ilişkindir. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Davacı idarenin ödeme yaptığı tarihi itibari ile alacağının doğduğunun kabulü gerekir. Anılan tarihte de davalı şirketler hakkında iflas kararı verilmiş değildir. Kesin yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olup olmadığını da görevli mahkeme, tayin ve takdir edebilecektir..” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “…dava tarihinin 18.02.2021 olduğu, davalı şirketlerin iflasının ise 22.04.2021 tarihinde açıldığı, böylece müflis şirketlerin dava tarihinden sonra iflas ettiği, davanın İİK’nun 235. maddesi kapsamında kabul edilebilmesi için gerekli şartın bulunmadığı anlaşılmakla; görevsizlik kararı veren mahkemenin görevli olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kural olarak, İİK’nın 191. Maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı Kanunun 226. Maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi( ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m.218) usulü benimsenmişse , bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğü’ne (İflas Dairesine ) aittir. Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK’nın m.191), müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi ( ve taraf sıfatı ), artık müflise değil, iflas idaresine aittir.İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle,Kanun müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md.194). İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflasın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir.(md. 194/1) İflasın açılması ile duracak olan davalar, iflastan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflas masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, ( davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı ( davalı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Somut olaydaki alacak davası da bu tür davalardandır. Davaların durduğu bu süre içinde, iflas idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, bir ayrım yapmak gerekir; Müflisin davacı olduğu davalarda, iflas idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflas idaresi tarafından devam edilir. İflas idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir.( md.245). Hiçbir alacaklı , davayı takip etmek istemezse , o zaman müflisin davayı takip etmek istemezse, o zaman müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflasın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir. Müflisin davalı olduğu davalara gelince: iflas idaresi, alacakları tahkik ederken, (md. 230 vd.) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkında, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplantısında davaya devam edilmesine karar verirse, iflas idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra (müflis yerine) davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Bir hukuk davasının kayıt- kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine, iflastan önce açılan ve İİK’ nın 194. Madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan Mahkemece asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplantısında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise , konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt- kabul davası ayrıca açılmamışsa , davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.Yargıtay 23. HD 2015/7698 E. 2016/1883 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere bir davada, dava açıldıktan sonra davalı şirketin iflasına karar verildiği, eş söyleyişle davalı şirketin yargılamanın devamı sırasında müflis halde olduğu hallerde, usullere göre yargılamaya devam edilip, ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığının sorulması, ikinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ise İİK’ nın 194. Maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar davanın durmasına karar verilmesi, dava konusu alacağın iflas masasına kayıt ve kabul edilmesi halinde bu davalı yönünden konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, dava konusu alacağın kısmen veya tamamen reddedilmesi ve davacı tarafından ayrıca kayıt kabul davası açılmaması halinde ise açılan davaya kayıt kabul davası olarak devam edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir
Somut olayda, davanın 18/02/2021 tarihinde açıldığı, rücuen tazminat talebine ilişkin dava devam ederken, davalı şirketin 22/04/2021 tarihinde iflasına karar verildiği, 2004 sayılı Kanunun 194. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamaya devam olunarak yukarıdaki açıklamalar ışığında karar verilmesi gerektiğinden, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27/12/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.