Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2023/1731 E. 2023/3423 K. 18.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1731
KARAR NO: 2023/3423
KARAR TARİHİ: 18/12/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2023
NUMARASI: 2023/27 2023/346
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 3. Tüketici Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesince, “… GİB kaydından davacının dava konusu aracı servis taşımacılığında kullandığı, UYAP’tan alınan raporlar incelendiğinden, aracın servis aracı olduğu, dava dilekçesinde de davacı vekili tarafından aracın servis taşımacılığı işinde kullanıldığının bildirildiğinin anlaşıldığı, tüm bu nedenlerle yukarıda bahsedilen hususlar itibariyle mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir olmadığının gelen müzekkere cevapları ile sabit olduğu, satış sözleşmesinin konusu olan araç her ne kadar servis aracı ve davacı da bu aracı servis olarak kullanacak ise de; bu hususun eldeki davanın ticari dava olması için tek başına yeterli olmadığı, nispi veya mutlak ticari dava şartlarının bulunması gerektiği, eldeki dosya bakımından bu şartların oluşmadığı dikkate alındığında eldeki dosya bakımından mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılakla; usul ekonomisi ilkesi gereği duruşma günü verilmeksizin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Somut olayda, davacı, araç satış sözleşmesi gereğince kendisine teslim edilen minibüs cinsindeki araçta, teslimden kısa süre sonra ağır hasarın ortaya çıktığını, bu nedenle öncelikle aracın iadesi ve bedelin geri ödenmesini, olmadığı taktirde hasar bedeli ile kazanç kaybını talep ettiği, davaya konu araca ait araç satış sözleşmesi incelendiğinde, aracın münübüs cinsi olduğu ve kullanım amacının ticari olduğu, davacının faaliyet alanının ise ticari ve mesleki faaliyette yük taşımacılığı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının tüketici olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir. Ayrıca yapılan araştırmaya göre ile satıma konu aracın cinsi ve dosyadaki mevcut delillere göre davacının aracı mesleki amaçla aldığı, mevcut delillere göre esnaf faaliyetini aşar bir gelir bulunduğuna dair delillerin bulunmadığı ve ticari sicil kaydının olmadığı, esnaf odası kaydının mevcut olduğu, mevcut deliller kapsamında davacının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici konumundan olmadığı, olayda ikinci el ve ayıplı araç satışının sözkonusu olduğu anlaşılmakla, Tüketici Yasası kapsamında değerlendirilemeyeceği, yapılan araştırmaya göre de tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Her nekadar görevsizlik kararı veren mahkemeler arasında İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi bulunmamakta ise de HMK’nın 114. maddesi gereğince görev dava şartı olup, her aşamada re’sen gözetileceğinden, merci incelenmesinde doğru merciye davanın yönlendirilmesinin kamu düzeninden olduğu dikkate alınarak uyuşmazlığın İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18/12/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi