Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2023/154 E. 2023/2197 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/154
KARAR NO: 2023/2197
KARAR TARİHİ: 15/09/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2022
NUMARASI: 2022/521 2022/1312
DAVANIN KONUSU: Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ile Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararı ile Tekirdağ mülki sınırlarını yargı çevresi olmak üzere Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kurulmasına ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir. Bu tarihten sonra açılacak asliye ticaret mahkemesinin görevine dava ve işlerde Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Somut olayda davalının tacir olması nedeniyle davaya bakmak görev ve yetkisinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… re’sen nazara alınması gerektiği, basit yargılama usulüne tabi olan işbu davada tensiben duruşma günü tayin edilmiş ise de tayin edilen duruşmada yapılan incelemede Çerkezköy Vergi Dairesi’nin 14/06/2022 tarihli E-79663037-250.02-37438 sayılı yazısında bildirildiği üzere davalı …’nın tacir vasfına haiz olmadığı anlaşılmakla dava konusunun mutlak ticari dava olmadığı, davaya bakmaya görevli olan mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu (Benzer yönde İstanbul BAM 15. HD 2022/593 esas ve 2022/584 karar sayılı ilamı), makul sürede yargılanma hakkının korunması ilkesi, yargılamada tespit edilen hedef süreler, yargılamanın devamına ilişkin ara kararlar yönünden görevli mahkeme tarafından değerlendirme yapılması gerektiği birlikte değerlendirilerek görev dava şartının eksik olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu, Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesine gönderilmesine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesinde , bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. Maddesinin ikinci fıkrasında , bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. Maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. Maddesinde , “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. TTK’nın 14. Maddesine göre ” bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. Maddesi hükmünce de ; iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır. 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkar, ister gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. Maddesinde de önce 17. Maddeye gönderme yapılarak , Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardar aşağıya gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. Maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. 19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır. Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda davacı, taraflar arasında iddia olunan uyuşmazlıkta davalının vekalet sözleşmesine uymadığı bu nedenle sözleşmeye aykırı olarak talimat alamadan aracın satılması nedeni ile doğan zararın tahsili talep edilmiş olup, yapılan araştırmaya göre davalının tacir sıfatının bulunmadığı, faaliyetinin esnaf boyutunda olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Açıklanması gereken diğer bir husus ise; davanın açıldığı tarihte Tekirdağ İli’nde ayrı bir Ticaret Mahkemesi bulunmaması nedeniyle Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın, yargılama sırasında Tekirdağ İli’nde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi kurulması nedeniyle bu mahkemeye devredilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Konu ile ilgili Yargıtay 3.HD’nin 2022/1991 E., 2022/3857 K. Sayılı kararı “Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/05/2011 tarihli ve 2011/11-233 E. 2011/330 K., 04/04/2019 tarihli ve 2017/11-10 E. 2019/401 K. sayılı kararları ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E. 2022/2686 K. sayılı kararı aynı yöndedir). Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamasını yapacak ve çözecek mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davaya bakılması olanaklı değildir.” şeklindedir. Benzer konuda Bölge Adliye Mahkemeleri kararları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Yargıtay 5. HD’nin 2022/1073. E., 2022/2686 K. Sayılı kararında “Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararı yerinde değildir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın bu çerçevede giderilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği; şeklinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının bu şekilde giderilmesine,” karar verilmiştir. Somut olayda, dava tarihinde henüz Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçirilmemiş olup, dava o tarihte görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmektedir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirilmesi ve yargı alanının Tekirdağ İl sınırı olarak belirlenmesine ilişkin HSK’nın 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar kararında daha önce Tekirdağ İl sınırı dahilindeki asliye hukuk mahkemelerinde açılmış ve görülmekte olan davalara ilişkin bir devir kararı bulunmamaktadır. Bu halde, Tekirdağ İl sınırları dahilinde asliye hukuk mahkemelerinde bulunan ve ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılan davalara bu mahkemelerce bakılmaya devam edilmesi gerekir. Bu nedenlerle mahkemece davanın Çerkezköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/09/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere