Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/949 E. 2022/2980 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/949
KARAR NO: 2022/2980
KARAR TARİHİ: 05/12/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
NUMARASI: 2021/828 2022/75
DAVA: Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Davalılardan …, … plakalı aracın maliki, diğer davalı … Sigorta AŞ ise ZMMS’si konumundadır. Dava tarihi 04/03/2020 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK’nun 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Açılan somut davada davalılar arasında Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… davalıların sigorta şirketi ve davalı gerçek kişi olarak ayrıştırılması suretiyle verilen tefrik kararı üzerine davalı gerçek kişi aleyhindeki eldeki davanın, TTK’nun 4/1-a maddesi kapsamında sigorta hukukuna ilişkin olmaktan çıktığı, maddi ve manevi tazminat davalarında sigorta şirketi ile diğer davalılar arasındaki dava arkadaşlığına istinaden asliye ticaret mahkemeleri görevli olmakta ise de, sigorta şirketinin başka bir dosyada davalı haline gelmesi ile iş bu dosyanın ticari dava niteliğinin sona erdiği, davalı tarafın sıfatı bakımından huzurdaki davanın bu haliyle 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinin a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olması sebebiyle her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan nispi ticari dava niteliğinin de bulunmadığı anlaşılmakla, sigorta şirketi bakımından arabuluculuk dava şartının mevcut olmaması sebebiyle verilen tefrik kararı üzerine geriye kalan davalı gerçek kişi bakımından davanın ticari niteliğinin son bulduğu anlaşıldığından, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde, sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş; aynı Kanunun 4/1-a maddesinde, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesi ise aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir. 7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile “Bu Kanunun 4. Maddesince ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Somut olayda; davacı tarafından, haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak, araç sürücüsü ile ZMMS sigortacısı olan sigorta şirketlerine karşı dava birlikte açılmıştır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, diğer davalılar ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı açılmıştır. Davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesi görevli bulunmaktadır. Ancak Asliye Ticaret Mahkemesince 14/12/2021 tarihli oturumda, ara karar ile davalı sürücüye yönelik davanın dosyadan tefrik edildiği, diğer … esas numaralı dosyada … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın 6325 Sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca davacı tarafça dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile tefrik kararı verildiği anlaşılmıştır. Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş hakkındaki dava dosyadan tefrik edildikten sonra, dosyada kalan davalı ile davacı gerçek kişidir. Davacının ve davalının dosyada tacir olduğuna dair bir delil bulunmadığından, açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Başka bir ifadeyle davacı ile davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde olup, uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/12/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere