Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/549 E. 2022/2857 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/549
KARAR NO: 2022/2857
KARAR TARİHİ: 16/11/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
NUMARASI: 2021/648 2021/1387
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tazminat istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Davalı … Sigorta Şirket vekili cevap dilekçesinde; dava konusu sürücü sevk ve idaresindeki … plakalı araç için müvekkili şirketçe 09/05/2017-09/05/2018 tarihleri arasında Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlediğini, şirketin poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, Devlet Hastanesi ve Tıp Fakültesinden alınmış raporların taraflarınca kabul edilebilirliği bulunmadığını, davacının dava konusu kaza nedeniyle var ise maluliyetinin tespitinin yetkili kurum Adli Tıp Kurumu Dairesi olduğunu, sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, sigortanın bir zenginleşme aracı olmadığını, sigorta şirketinin sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamı değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödenmesi gerektiğini, kusur oranın öğrenilmesinden sonra, davacının geçici/sürekli sakatlık iddialarının araştırılması gerektiğini, davacıda gerçekten kısmi işgücü kaybı olup olmadığını, davaya konu trafik kazası ile davacının iş gücü kaybı arasında illiyetlik bağının bulunup bulunmadığını hususlarının araştırılması gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın külliyen reddine, görev ve yetki yönünden reddine, öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte usulüne uygun şekilde hasar başvurusu yapılması gerektiğini, müvekkilimizin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine, sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığından reddine, mahkeme aksi kanaatte ise kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine ve hesaplamanın TRH formülü ile yapılmasına, sağlık ve bakıci/tedavi giderleri yönünden müvekkil şirketin sorumluluğu olmadığından bu husustaki davacı talebinin reddine, gçici iş göremezlik tazminat taleplerinin reddine, müvekkili şirket açısından ihtiyati tedbir/haciz taleplerinin reddine, müvekkil şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine karar verilmesi gerektiğini…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… 13.12.2017 tarihinde … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması ve davacının yaralanması nedeniyle söz konusu aracın sürücüsü ve ZMMS sigortacısına karşı İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde maddi ve manevi tazminat istemli dava açldığı, İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/453 esas, 2021/241 kararı ile davalılar arasında zorunlu mali mesuliyet sigortacısının bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilen dava dosyasının 2021/648 Esas sırasına kaydedildiği, davalı … Sigorta A.Ş yönünden davanın ticari dava olduğu, bu hali ile bu davalı yönünden davanın dava şartı arabuluculuğa tabi olduğu, davacı vekiline anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış suretini mahkememiz dosyasına sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin 16/12/2021 tarihli celsede arabulucuya davadan önce başvurulmadığını beyan etmesi üzerine mahkememizce … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın tefrikine karar verilerek bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verildiği, bu hali ile davalılar arasında zorunlu mali mesuliyet sigortacılarının kalmadığı, davaya konu uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemi olduğu, tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, TTK’nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari davadan söz edilemeyeceği, davanın HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu sebeple davanın ilk olarak açıldığı İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde, sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş; aynı Kanunun 4/1-a maddesinde, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesi ise aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir.7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile “Bu Kanunun 4. Maddesince ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir.Somut olayda; davacı tarafından, haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat ve tespit taleplerine ilişkin olarak, araç sürücüsü, araç işleteni ile ZMMS sigortacısı olan sigorta şirketlerine karşı dava birlikte açılmıştır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, diğer davalılar ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı açılmıştır. Davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesi görevli bulunmaktadır.Ancak Asliye Ticaret Mahkemesince 16/12/2021 tarihli oturumda, ara karar ile davalı sigorta şirketlerine yönelik davanın dosyadan tefrik edildiği ve 2021/859 Esas – 2021/1398 Karar numaralı kararı ile … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın 6325 Sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca davacı tarafça dava şartının yerine getirilmediği, iş bu dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte de olmadığı, aksinin kabulü düzenlemenin amacına aykırı olacağı değerlendirilerek davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalılar … Sigorta A.Ş hakkındaki dava dosyadan tefrik edildikten sonra, dosyada kalan davalı ile davacı gerçek kişidir. Davacının ve davalının dosyada tacir olduğuna dair bir delil bulunmadığından, açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Başka bir ifadeyle davacı ile davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde olup, uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere