Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/47 E. 2022/325 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/47
KARAR NO: 2022/325
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/08/2021
NUMARASI: 2021/165 2021/169
TALEP: Reddi Hakim
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında Davacı vekili 27/06/2021 tarihli dilekçesi ile, 25/02/2020 tarihli duruşmada “Davalının davacı patent haklarına tecavüzü olup olmadığı, varsa ne şekilde giderileceğine ilişkin bilirkişilerden rapor tanziminin istenilmesine karar verildiğini, 18/03/2020 tarihinde keşif kararı alındığını, rücu talebi dilekçelerinde yer alan gerekçelerle ve ilgili hükümlere uygun olarak, patent belgeleriyle korunan ürün ve usulün koruma kapsamı olan temel unsurlar, keşif konusunun kapsam ve sınırları olarak belirlendiğini, 08/07/2020 tarihli dilekçelerinde, keşifte hakime refaket edecek bilirkişinin makine mühendisi olmasının yeterli olduğu, patent vekili bilirkişinin yapacağı bir işin olmadığı hususundaki talepleri ve gerekçelerinin yer aldığını, gerçekleşen keşifle ilgili olarak düzenlenen keşif tutanakları ve bilirkişi raporunda patent belgesi ile korunan ürün ve usulün temel unsurlarının tamamının dava konusu damper sistemleri üzerinde bulunduğu tespitinin yer aldığını, böylece mahkeme, keşif tutanakları ve bilirkişi raporu sayesinde tecavüzün varlığına veya yokluğuna (davanın sonucuna) karar verebilmesi için ihtiyacı olan teknik bilgiye sahip olduğunu, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde keşif tutanaklarında yer alan tespite ve beyanlara itiraz etmemesine rağmen “Raporun eksik hususlar içermekte olduğunu bu haliyle ilama dayanak olamayacağın” ifade ettikten sonra “Bilirkişi raporunun sonuç kısmında 1 ve 2.maddelerde belirtilen hususlar zaten AİTM Damper yönetmeliğinin 15.maddesine göre bulunması zorunlu hususlar olup patent açısından benzerlik olup olmadığının incelenmesi gerekir” ifadelerine yer verdiğini, sonrasında yapılan 26/11/2020 tarihli duruşmada; esas mahkemesi aktif husumet yokluğu nedeniyle davayı reddettiğini, Bölge Adliye Mahkemesi 2021/277 esas, 2021/299 karar sayılı kararıyla mahkemenin verdiği karar kaldırılarak dosyanın iade edildiğini, 25/03/2021 tarihli duruşmada davalı vekilinin gerekçeleri olmayan ve hukuka aykırı taleplerinin mahkemece kabul edildiğini, 27/03/2021 tarihli dilekçelerinde gerekçelerine ve hukuki dayanaklarına da yer verilerek alınan karardan rücu edilmesini talep ettiklerini, ancak mahkemenin bilirkişi görevlendirilmesi kararına yaptıkları itirazları değerlendirmeden ve gerekçelendirmeden reddettiğini, davalı vekilinin her türlü talebini yine değerlendirmeden ve gerekçelendirmeden kabul ettiğini, mahkemenin karar vermesi için ihtiyacı olan teknik bilgileri elde etmesine rağmen sonrasında, 25/03/2021 tarihli bilirkişi incelemesi kararını aldığını ve bu kararın 15/06/2021 tarihinde kesinleşmesi ile davanın gereksiz bir şekilde uzatılmış olduğunu, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, açıklanan nedenlerle Mahkeme Hakimi’nin taraflı davrandığını ve davalı taraf lehine kararlar aldığını, bu kararların kasten ve bilerek alındığını, reddi hakim taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi ve çekilmesini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı, reddeden davacı tarafından mahkemece kendisinin inceleme ve değerlendirme yapması gereken konuda bilirkişi raporu aldığını, ara karardan rücu taleplerinin değerlendirilmeden gerekçesiz reddedildiğini, patent belgesi istemine ilişkin temel unsurlar yönü ile yapılan açıklamaların yok sayıldığı ve diğer red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği yönündeki merci değerlendirmesi yerindedir.Bu itibarla ilk derece mahkemesinin reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararı hukuka uygundur. İlk derece mahkemesince HMK’nın 42/4 maddesi gereğince davacı aleyhine para cezasına hükmedilmişse de, tüm dosya kapsamına göre davacı red talebini kötü niyetle yaptığına ilişkin bir olgu veya bilgi söz konusu olmadığından davacının para cezası ile tecziyesi yasaya uygun değildir. Bu husus yeniden yargılamayı gerektiren bir eksiklik olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında aşagıdaki şekilde yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: 1-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca; BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNİN 2021/165 D.İŞ ESAS VE 2021/169 D. İŞ KARAR sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davacının reddi hakim talebinin reddine, 3-HMK’nın 42/4 maddesinde öngörülen koşullar mevcut olmadığından davacı hakkında disiplin para cezası tayinine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf giderinin üzerinde bırakılmasına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 15/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere