Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/3539 E. 2023/1820 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3539
KARAR NO: 2023/1820
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2022
NUMARASI: 2022/669 2022/548
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava ; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… dava, yüklenici davacı ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin diğer tarafı olan arsa sahibi sıfatına sahip kooperatif arasında görülmekte olup 6100 sayılı HMK’nun 2. Maddesi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun;”Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.” şeklindeki hükmü ve TTK’nın 4. Maddesi uyarınca söz konusu davada Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… açılan davanın tapu iptali ve tescil davası olduğu, davanın Kooperatifler Kanunundan kaynaklı bir dava olmadığı, dolayısıyla açılan davanın mutlak ticari dava olmadığı, işbu uyuşmazlıkta Mahkememizin görevsizliğini, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 sayılı TTK’nın 16/1. maddesinde bütün ticari şirketler tacir olarak sayılmış, 124/1. maddesinde de 136. maddesi hükmü aynen tekrar edilerek ticari şirketlerin kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu belirtilmiştir. Görüleceği üzere, Kooperatifler Kanunu yürürlükte olmasına karşın yeni Türk Ticaret Kanunu’nda kooperatiflerin ticaret şirketi olduğu açık bir biçimde hüküm altına alınmıştır. Türk Ticaret Kanunu bakımından ticaret şirketleri arasında sayılan kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Bu Kanun’un 3. maddesinde kooperatif ve şubelerinin ticaret siciline tescil olunacağı, 7. maddesinde kooperatifin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, 98. maddesinde de bu Kanun’da aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle TTK’nın özellikle anonim şirketlere ilişkin hükümleri ile 1163 sayılı Kanun’a aykırı olmayan birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin hükümlerinin kooperatiflere uygulanacağı ve kooperatiflerin de defter tutmak zorunda olduğu açıktır. Ayrıca 99. maddesinde tarafı olduğu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiği gibi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır. Yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça görülmektedir. Bu açık kanun hükümleri karşısında ticaret siciline tescili zorunlu olan, ancak bu şekilde tüzel kişilik kazanabilen, ticari defterler tutan, ortaklarının sermaye koyma borcu bulunan, şirketler ile birlikte düzenleme yapılıp birleşme, bölünme ve tür değiştirme şartları düzenlenen ve iflasa tabi olan kooperatifin ticaret şirketi ve tacir sayılmaması mümkün değildir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, kooperatifler tek amacı kâr elde etmek olmamakla birlikte, ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliştirmeyi amaçlayan ticari birer ortaklıktır. Kooperatiflerin kârlılık ilkesini büsbütün bir kenara bıraktıkları da söylenemez, aksi takdirde varlıklarını sürdürmeleri beklenemez. Kâr elde edilip bunun ortakları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, diğer bir deyişle ne şekilde tasarruf edildiği kooperatifin amacının ekonomik olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Kooperatif şirketinin TTK’nın 124. maddesinde şahıs ve sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olması da kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret şirketinin sayılmasına engel değildir.Öğretide de, Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde 2004 yılında yapılan değişiklik ile kooperatifin tacir olup olmadığı hususundaki tartışmanın noktalandığı ve kooperatifin şirket niteliğinde bulunduğunun vurgulandığı, 6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesi ile de ticaret şirketi niteliğinde olduğunun bir kez daha teyit edildiği, kooperatifin tacir sayılmayacağı yönündeki yorumun kanuna aykırı bir yorum faaliyeti olduğu, 07.11.1945 gün ve 1944/8 E., 1945/14 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında da tespit edildiği üzere kooperatifin “… ticari işletme işletip işletmediğinden bağımsız olarak (hukuki) şekli (kalıbı) dolayısıyla tacir…” olduğu ifade edilmektedir. Hâl böyle olunca, tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari işleri ile ilgili olduğu, bu nedenle eldeki davaya bakma görevi 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi uyarınca ticaret mahkemesine ait olup, davanın İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (T.C. YARGITAY 5. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2022/5418 -KARAR NO: 2022/9097)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/06/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere