Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/3362 E. 2023/1912 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3362
KARAR NO: 2023/1912
KARAR TARİHİ: 04/07/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2022
NUMARASI: 2022/10 2022/14
DAVA: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesince ,”… Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Açılan somut davada davalılar arasında Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6.kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmaktadır. …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… sigorta şirketi aleyhine açılan davanın iş bu dosyadan tefrik edilmesi sebebiyle eldeki davanın, TTK’nun 4/1-a maddesi kapsamında sigorta hukukuna ilişkin olmaktan çıktığı, maddi ve manevi tazminat davalarında sigorta şirketi ile davalılar arasındaki dava arkadaşlığına istinaden asliye ticaret mahkemeleri görevli olmakta ise de, sigorta şirketinin başka bir dosyada davalı haline gelmesi ile iş bu dosyanın ticari dava niteliğinin sona erdiği, davalı tarafların sıfatı bakımından huzurdaki davanın bu haliyle 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinin a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olması sebebiyle her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan nispi ticari dava niteliğinin de bulunmadığı anlaşılmakla, sigorta şirketi bakımından arabuluculuk dava şartının mevcut olmaması sebebiyle geriye kalan davalılar bakımından davanın ticari niteliğinin son bulduğu anlaşıldığından, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde, sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş; aynı Kanunun 4/1-a maddesinde, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesi ise aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir.7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile “Bu Kanunun 4. Maddesince ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir.Somut olayda; davacı tarafından, haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat ve tespit taleplerine ilişkin olarak, araç sürücüsü, araç işleteni ile ZMMS sigortacısı olan sigorta şirketlerine karşı dava birlikte açılmıştır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, diğer davalılar ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı açılmıştır. Davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesi görevli bulunmaktadır. Ancak Asliye Ticaret Mahkemesince 14/01/2022 tarihli ara karar ile davalı sigorta şirketlerine yönelik davanın dosyadan tefrik edildiği ve 2022/34 Esas numaralı kararı ile … A.Ş aleyhine açılan davanın 6325 Sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca davacı tarafça dava şartının yerine getirilmediği, iş bu dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte de olmadığı, aksinin kabulü düzenlemenin amacına aykırı olacağı değerlendirilerek davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalılar … Sigorta A.Ş hakkındaki dava dosyadan tefrik edildikten sonra, dosyada kalan davalı sürücü ile davacı gerçek kişidir ancak araç maliki tüzel kişidir. 6502 sayılı Kanunu’n 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceği düzenlenmiştir.Somut uyuşmazlıkta davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Kanun yürürlüktedir. Davacı-yolcu ticari veya mesleki olmayan amaçlarla seyahat etmesi nedeniyle tüketicidir. Davalılar ise taşıyıcı ve sürücü olup zararın, davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edilmiş olmasına göre dava konusu taşıma işleminin 6502 sayılı Kanun’un 3/l. maddesi gereği tüketici işlemi olarak kabulü ile davanın İstanbul Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği. (benzer mahiyette T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9.HUKUK DAİRESİ ESAS NO: 2021/1979 -KARAR NO: 2022/185) Her ne kadar görevsizlik kararı veren mahkemeler arasında Tüketici Mahkemesi bulunmamakta ise de HMK’nın 114. Maddesi gereğince görev dava şartı olup, her aşamada re’sen gözetileceğinden, merci incelenmesinde doğru merciye davanın yönlendirilmesinin kamu düzeninden olduğu dikkate alınarak uyuşmazlığın İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/07/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.