Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/2896 E. 2023/1297 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2896
KARAR NO: 2023/1297
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2022
NUMARASI: 2021/323 2022/875
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ile Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptaline ilişkindir. Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Tüm bu açıklamalar ışığında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kurulmasına ilişkin karar 01/09/2021 tarihi itibariyle uygulanacağından Asliye Ticaret Sıfatıyla bakılan dosyada Mahkememiz bu tarih itibariyle görevli olmayacağı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… Yargıtay ve İstinaf Mahkemeleri tarafından verilen kararlar, Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair kararlar ve gerekçeleri değerlendirildiğinde, Mahkememiz’in faaliyete başladığı 01.09.2021 tarihinden önce açılmış olan davalar yönünden görevli mahkemenin, davanın açıldığı tarihte görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu, kamu düzeninin ve göreve ilişkin dava şartının yargılamanın her aşamasında nazara alındığı, buna göre dava tarihi itibariyle görevli olmayan Mahkememizce yargılamaya devam edilmesinin hukuki dayanağının olmadığı kanaatine varılarak ve HMK 30. Madde gereği “Hakimin yargılamanın makul sürede yürütülmesi yükümlülüğü” nazara alınarak (Mahkememize gönderilen dosyalarının yargılaması sırasında tahkikatın tamamlanmış olduğu dosyaları yönünden ise “hakimin tarafsızlığı” ilkesine aykırı hareket etmeme ve dosyalar açısından kayırma yapılma şeklinde algı oluşmaması hususu da birlikte değerlendirilerek) görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, devir kararı veren Mahkeme tarafından görevsizlik ve devir kararı verilmesi nedeniyle olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğu kanaatine varılarak kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, buna göre tanzim edilen ara karar “2” nolu bentteki “Verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca müracaat edildiğinde dosyanın görevli Tekirdağ Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,” ibarelerinin kaldırılarak yerine “Görevli mahkemenin Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunun tespitine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, kooperatif üyesinin alacağını tahsili amacıyla kooperatif yöneticileri aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/3. maddesinde; “Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur” hükmüne yer verilmiş, 62/1. maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmıştır. 62/3. maddesinde ise; “Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 98. maddesi yollaması ile TTK’nın 336. maddesi uyarınca, genel olarak yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yapmış oldukları sözleşme ve işlerden dolayı şahsen sorumlu değildir. Aynı maddede beş bent halinde sayılan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir. Anılan istisnalardan olan 5. bent ”idare meclisi azaları şirket namına gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden ve ihmal neticesi olarak yapılmamasından gerek şirkete, gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler” hükmünü içermektedir. 818 sayılı BK’nın 41, 50 ve 51. madde hükümleri ile yukarıda anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde, yöneticilerin ve temsile yetkili şahısların zarar doğuran eyleminden dolayı, yöneticiler ve kooperatif müteselsilen sorumludurlar. Bu nedenle, ortaklığın, yöneticilere karşı sorumluluk davası açmasının yanı sıra ortakların, kooperatife karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakları bulunmaktadır. Bu doğrultuda uyuşmazlığın ticaret mahkemesince incelenmesi gerekmektedir.( T.C. YARGITAY 6. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2021/4034 -KARAR NO: 2022/5041;T.C. YARGITAY 23. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2013/6611 -KARAR NO: 2013/7768) Açıklanması gereken diğer bir husus ise; davanın açıldığı tarihte Tekirdağ İli’nde ayrı bir Ticaret Mahkemesi bulunmaması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinde (ticaret mahkemesi sıfatı ile) açılan davanın, yargılama sırasında Tekirdağ İli’nde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi kurulması nedeniyle bu mahkemeye devredilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Konu ile ilgili Yargıtay 3.HD’nin 2022/1991 E., 2022/3857 K. Sayılı kararı “Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/05/2011 tarihli ve 2011/11-233 E. 2011/330 K., 04/04/2019 tarihli ve 2017/11-10 E. 2019/401 K. sayılı kararları ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E. 2022/2686 K. sayılı kararı aynı yöndedir). Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa,Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamasını yapacak ve çözecek mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davaya bakılması olanaklı değildir.” şeklindedir. Benzer konuda Bölge Adliye Mahkemeleri kararları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Yargıtay 5. HD’nin 2022/1073. E., 2022/2686 K. Sayılı kararında “Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararı yerinde değildir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın bu çerçevede giderilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği; şeklinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının bu şekilde giderilmesine,” karar verilmiştir.Somut olayda, dava tarihinde henüz Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçirilmemiş olup, dava o tarihte görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmektedir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirilmesi ve yargı alanının Tekirdağ İl sınırı olarak belirlenmesine ilişkin HSK’nın 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı kararında daha önce Tekirdağ İl sınırı dahilindeki asliye hukuk mahkemelerinde açılmış ve görülmekte olan davalara ilişkin bir devir kararı bulunmamaktadır. Bu halde, Tekirdağ İl sınırları dahilinde asliye hukuk mahkemelerinde bulunan ve ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılan davalara bu mahkemelerce bakılmaya devam edilmesi gerekir. Bu nedenlerle mahkemece davanın Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/05/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere