Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/2804 E. 2022/2344 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2804
KARAR NO: 2022/2344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2022
NUMARASI: 2022/136 2022/153
TALEP: Reddi Hakim Talebinin Değerlendirilmesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında Davacı şirket yetkilisi tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi Davacı şirket yetkilisi tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı şirket yetkilisi 06/06/2022 tarihli dilekçesi ile, aynı dosyada daha önce hakimin reddi talebinde bulunduğunu, bu talebinin reddedildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddedildiğini, bu kez ilk derece mahkemesinin ve istinaf mahkemesinin kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunduğunu, ayrıca bu dosyadaki yargılama nedeniyle Yargıtay 11.Hukuk Dairesinde Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtığını beyanla yeniden hakimin reddi talebinde bulunduğu görülmüştür. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir.Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır.HMK 41.maddesi red sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemiş ise red talebinin, reddi istenen hakim tarafından geri çevrileceğini düzenlemiş olup, hakimin reddini talep eden tarafın red sebebine ilişkin mutlak bir ispat vasıtası olarak delil göstermesi zorunlu olmayıp, red sebebine ilişkin emareler de yeterlidir. Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. (Anayasa m.9) Hakimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle hakimler önüne gelen uyuşmazlıkları kanuni çerçevesinde çözmek zorundadırlar. Bu işlemi yaparken hakim bir olay ile ilgili kuracağı hükümle tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp hedefleyerek çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Hakim tarafların geçerli ve kanuni delillere dayanmayan soyut iddiaları karşısında başkalarına ve kendisine yabancı kalarak hukukun ne dediğini söyleme yetkisini kullanıp, yargılama işlemi ile yargı kararlarının kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamayacağını, aksine hakimlerin yansız ve kanunlardan aldığı güçle adaleti sağlamaya çalıştığını davanın taraflarına inandırmalıdır. Yargılama sırasında, taraflardan birinin mahkeme hakimi hakkında şikayette bulunması veya aleyhine dava açması veya mahkeme hakiminin davanın taraflarından biri hakkında şikayette bulunması (suç duyurusunda bulunması) HMK.nın 36/1-d maddesindeki “davalı olmak” anlamında yorumlanamaz. Suç duyurusunda bulunulması hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebep olarak da düşünülemez.Dosya kapsamına göre davacı vekilince, daha önce hakimin reddi talebinin reddi hakkında verilen kararlar bakımından hak ihlali yapıldığı gerekçesi ile Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulduğunu ayrıca Yargıtay nezdinde Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtıklarını, mahkemece alınan bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki ara karar ve bu ara karadan rücu talebinin değerlendirilmemesinin hukuki sorumluluk doğuran gerekçe olduğunu, açılan tazminat davasının hakimin reddi gerekçesi olduğununu beyan etmekle, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi sebeplerinin bulunmadığı, red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, yargılamanın devamı sırasında davaya bakan hakimin işlemleri nedeni ile tazminat davası açılması HMK’nın 36/1-d maddesi uyarınca davalı olarak yorumlanamayacağı, aksi halde kötüniyetli taraflarca aynı yöntem ile başka hakimlerinde davadan çekilmelerinin sağlanarak tabi hakim ilkesinin zedelenmesine yol açılacağı, mercice verilen ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla bu hususa ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 2022/136 D.İŞ Esas 2022/153 DİŞ karar sayılı kararına karşı istinaf başvuru talebinin REDDİNE,Kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine, İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 07/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere