Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/273 E. 2022/2463 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/273
KARAR NO: 2022/2463
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2020/17 2020/10
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 7. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir. İstanbul 7. Tüketici Mahkemesince, “… Dosya incelendiğinde, davanın taraflar arasında imzalanan yatırım amaçlı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden caydığı iddiası ile ödenen bedelin ve sözleşmeye istinaden verilen 101 adet bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebinden ibaret olduğu, davalı vekilinin görev itirazında bulunduğu, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. İddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde yapılan incelemede, davacı; Kar elde etme amacıyla, davalı şirketle “Yatırım Amaçlı Gayrimenkul Satış Sözleşmesi”ni imzaladığı, iş bu sözleşmenin yatırım amacıyla imzalandığı taraflarca imzalandığı, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. Maddesinde Tüketici; “… Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi…” ifade eder şeklinde tanımlandığı, davacının davalı şirketle imzaladığı sözleşme uyarınca yaptığı iş/işlemler de kar elde etme amacına matuf olduğundan, davacı ticari amaçla hareket eden gerçek kişi konumunda olup , ayrıca bonolar nedeniyle menfi tespit talebi olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 4/a bendine göre, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK 776 ve devamı maddelerinde düzenlenen bonoya ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davalar “mutlak ticari dava” kabul edilmekle birlikte mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… Daha önce davanın açıldığı Tüketici Mahkemesi’nce de, görevsizlik kararı verilerek kesinleşen dosyanın mahkememize gönderildiği görüldüğünden mahkememizce verilen bu kararın istinaf yoluna başvurmaksızın kesinleşmesi halinde İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından bu durumda merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesi gerektiği …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler il ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki “… yatırım amaçlı konut satış sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin 11.06.2016 tarihinde imzalandığı anlaşılmıştır. Davacı davalının projesinden kat:.. … numaralı konut nitelikli bağımsız bölümleri satın almıştır. Davacının tacir olduğuna ilişkin bilgi ve belge dosyada bulunmadığına göre böylelikle davanın taraflardan her ikisinin ticari işletmesini ilgilendiren dava olduğu kabul edilmemiştir. Dolayısıyla dava bu anlamda nispi ticari dava olmadığı gibi TTK m.4 gereği mutlak ticari dava da değildir. Bu sebeble ihtilafa bakmakla görevli mahkeme de ticaret mahkemesi değildir. Bununla birlikte davalı şirket ile davacı arasında yapılan … Konut Sözleşmesi kapsamında bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıkları, ödemenin kısmen yapıldığı ancak davacının cayma hakkını kullanmak istediği, sözleşme ve diğer delillerin incelenmesinde taşınmazın niteliğinin “konut” olduğu, davacı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkinin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, davacı tarafından konut niteliğindeki taşınmaz satın alınmasının tüketici işlemi niteliği taşıdığı, davacı ve davalı arasındaki tüketici ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere