Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/2655 E. 2023/1291 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2655
KARAR NO: 2023/1291
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2021
NUMARASI: 2021/298 2021/940
DAVA: Maddi – Manevi Tazminat (Hakemlerin Hukuki Sorumluluğuna Dayalı)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Davacı şirket olup tarafların tacir oldukları, uyuşmazlık konusunun ticari işletmesi ile ilgili olduğu bu nedenle davanın ticari dava olduğu, HMK 410 ve 4686 yasanın ek madde1 hükmü gereği davaya bakma görevinin Asliye Ticaret mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla davacının davasının görev yönünden reddine, Mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… hakemler kararı vermekle yargılamadan el çekmiş olup tahkim süreci sona ermiştir. Eldeki dava yargılama faaliyetlerinden dolayı hakemlerin hukuksal sorumluluğuna ilişkindir. Dolayısıyla esas uyuşmazlığın taraflarının sıfatına ya da uyuşmazlığın niteliğine göre görevli mahkemenin tayin edileceği düşünülemez. HMK’nın 410. maddesinin somut olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Nitekim HMK’nın 419. maddesinde de sadece zararın ilgili şartlar hasıl olması halinde hakemlerce giderileceğinin hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Bu noktada TBK’nın genel hükümleri devreye girecektir. Eldeki davanın özü haksız fiile dayalıdır. Dolayısıyla tarafların sıfatına göre görevli mahkemenin tayini gerekir. Bu açıklamalara göre esas uyuşmazlığın yani maddi hukuk sözleşmesinin tarafları kıstas alınarak görevli mahkemenin tayin edilmesi hatalı bir değerlendirmedir. Davacı taraf esasen haksız fiil hükümlerine dayandığı gibi, kendisi tacir olsa dahi davalılar tacir vasfını haiz olmadıklarından mahkememizin görevli olduğundan söz edilemez. Tahkim yargılamasından doğan hususlar TTK’nın 4. maddesinde sayılan uyuşmazlıklara girmediğinden mutlak ticari dava niteliğinde olduğu da söylenemez. Hal böyleyken Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı yargıçlığımızca usul ve yasaya aykırı bulunmuş olup …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava; hakemlerin hukuki sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 410. Maddesi ” (Değişik: 28/2/2018-7101/57 md.) Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkeme, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesidir. ” hükmünü, 419. Maddesi ise ” (1) Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, tahkim yargılamasında görevi kabul eden hakem, haklı bir neden olmaksızın görevini yerine getirmekten kaçındığı takdirde, tarafların bu nedenle uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. ” hükmünü içermektedir. Somut olayda; davacı davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşme gereğince çıkacak uyuşmazlıkta belirlenen tahkim şartı gereğince belirlenen hakemlerden birinin istifa etmesi sonrasında diğer iki hakem tarafından verilen kararın iptal edilmesi sonrasında üçüncü hakem belirtilmediğinden artık uyuşmazlığın mahkeme yolu ile çözümlenmesi gerektiği, her ne kadar bir tarafın başvurusu ile mahkemece üçüncü hakem atanmışsa da sunulan uzman görüşleri gereğince artık tahkim yoluna başvurulamayacağı, uyuşmazlık bakımından tahkim yolunun kapandığı, bu nedenle hakemlerce görevden çekinmeleri gerekirken göre devam ettikleri, görevlerini gereği gibi ifa etmedikleri, özen yükümlülüğüne aykırı davranarak görevlerini suistimal ederek davacıyı zarara uğrattıkları gerekçesi ile maddi ve manevi tazminat talep etmekle, taraflarca sözleşmede 410. Madde kapsamında açık bir tahkim yerinin belirlenmediği ancak mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, tahkim şartının belirlendiği temel sözleşmenin tahkim şartı ve hakem heyetinin kurulmasına ilişkin sözleşmenin taraflarının tacir olması ve tahkim şartından kaynaklı uyuşmazlığın konusunun ticari olması nedeni ile uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/05/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere