Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/2625 E. 2023/1177 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2625
KARAR NO: 2023/1177
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022
NUMARASI: 2022/85 2022/426
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesince “… Dava dilekçesi ve dosyaya sunulan faturaların incelenmesinde; Dava konusu Abonelik Sözleşmesi yapılan … Mahallesi, … Caddesi, … Blok, … Pendik adresinin ticarethane olarak kullanıldığı, sözleşme tarafı olan Davalı …’in işyerini işleten kişi olduğu, aboneliğin iş yerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davalının ticari ve mesleki amaçla hareket ettiği, tüketici sıfatına haiz olmadığı, Davalı, mesleki ve ticari amaçla hareket ettiğinden 6502 sayılı Kanun anlamında tüketici olmayıp, taraflar arasında tüketici ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığının kabulü de mümkün değildir. Davanın görevli mahkemede açılmış olması dava şartlarından olup, mahkememizce yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğinden davanın görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE, HMK.20/1. maddesi uyarınca, taraflardan birinin kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurarak dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri halinde dosyanın bu davaya bakmaya görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… davacı ve davalının tacir oldukları, hizmet sözleşmesine göre hizmetin ticarethaneye verildiği, bu haliyle taraflar arasındaki işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatine ulaşılarak mahkememiz uyuşmazlığın esası hakkında görevsiz olup mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… davalı …’in İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar Odasına ve İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkerelere verilen cevaplar ile tacir olmadığının anlaşıldığı, bu hali ile söz konusu davanın mutlak ticari dava olmadığı, davacı tacir olsa da davalı tacir olmadığından mahkememizin söz konusu davaya bakmakta görevli olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla, HMK’nun 114/1-c ve 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesinde , bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. Maddesinin ikinci fıkrasında , bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. Maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanununun 3. Maddesinde , “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.TTK’nın 14. Maddesine göre ” bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. Maddesi hükmünce de ; iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkar, ister gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. Maddesinde de önce 17. Maddeye gönderme yapılarak , Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardar aşağıya gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. Maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır. Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukukî işlemin, sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması, tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı ile arasındaki abonelik sözleşmesi gereğince elektrik tüketim bedelinin ödenmemesi nedeni ile bedelin tahsilini talep etmekle; aboneliğin bulunduğu yerin dükkan olduğu, yapılan araştırmada ise davalının tacir niteliğinde bulunmadığı esnaf olduğu, davalının 6502 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girmediği, , 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği, uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince stanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14/04/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere