Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/255 E. 2022/2462 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/255
KARAR NO: 2022/2462
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2020
NUMARASI: 2020/281 2020/258
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Sigorta Hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, Bu durumda uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret bu davaya bakmakla görevli olduğu anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliği nedeniyle açılan davanın usulden reddine dosyanın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, görevli, İstanbul Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “…Somut olayda dava; … plakalı aracın çalınması sonucu davalı sigorta şirketinin dava dışı sigortalıya ödenen araç bedelinin tahsili istemine yönelik açılan İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/547 E. 2013/230 K. Sayılı ilamı uyarınca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına ödenen 36.021,09 TL’nin iadesi ya da çalınan ve akabinde bulunan aracın tüm takyidatları kaldırılarak ve ödenmesi gereken borçların davalı yanca ödenmek şartıyla mülkiyetinin devri talebinden ibaret olduğu anlaşılmış olup davalı taraf ile davacı arasında sigorta sözleşmesi ve ilişkisi yoktur, ayrıca davalı sigorta şirketinin davadışı sigortalısının haklarına halef olduğu, davalı ve sigortalısı arasında kasko sigorta poliçesi olduğu, dava dışı sigortalısının tacir olmadığı ve davacı tarafın da tacir olmadığı açıktır. Eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusu kapsamında her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Bu haliyle ticari dava niteliğinde olmadığından davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir. Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmadığından HMK ‘nın 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi ile Mahkememizin karşı görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın ilgili İstinaf Hukuk Dairesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 3 Temmuz 1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararında halefiyet “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından “Genişletilmiş Kasko” kapsamında sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davacıdan rücuen tahsili sonrasında çalınan aracın bulunması nedeni ile aracın iadesi, olmadığı taktirde bedelin iadesine yöneliktir. Mevcut uyuşmazlıkta rücu şartlarının ortadan kalkıp kalmadığı veya yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme oluşturup oluşturmadığı, ödenen bedelin iadesi gerekip gerekmediği hususları irdelenmelidir. Bu yönü ile taraflar arasında bir sigorta sözlemesi bulunmadığı bu nedenle doğrudan sigorta hükümlerinin uygulanmayacağı, davalı ile dava dışı sigortalı bakımından ise dava dışı sigortalının tacir olduğuna dair dosyada delil olmadığı gibi aracın hususi binek otomobil olduğu, davalı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında da ticari mahiyette bir işlem bulunmadığı anlaşılmakla, tarafları arasındaki uyuşmazlığın İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere