Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/2486 E. 2023/1220 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2486
KARAR NO: 2023/1220
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2022
NUMARASI: 2021/514 2022/42
DAVA: Sözleşmeden Kaynaklı Alacak
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ile Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, “… Davacı dava dilekçesinde franchising sözleşmesi kapsamında marka kullanım hakkına ilişkin itirazlarını da ileri sürmektedir. Davacının franchising sözleşmesi uyarınca hukuken hüküm ve sonuç doğurmaya elverişli bir marka hakkına ulaşıp ulaşmadığı, bu konuda yanıltılmışsa franchising sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ihtilafta öncelikle değerlendirilmesi gereken konulardan biridir. Bu durumda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 156.maddesi gereğince ihtilafta Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi görevli görevli olacağı düşünüldüğünden, iş bu davada HMK 114/1-c maddesinde belirtilen “mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği bulunduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2008/9088 E. ve 2010/661 K. Sayılı ilamında “Sözleşme marka hakkına dayalı olup, davacının marka hakkı sahibi olup olmadığı, aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı, davalının sözleşmeden dolayı borcu olup olmadığı hususlarının tartışıp değerlendirmesini yapmak görevinin, dava tarihinden önce kurulup faaliyete geçmiş olan İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğunun kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir.” değerlendirmesine yer vermiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/2308E. ve 2016/4908 K. Sayılı ilamı da bu yöndedir. Hal böyle olunca davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince mahkememizin usulden reddine karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ise, “…”Dava, taraflar arasında aktedilen franchising sözleşmesinin feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup franchising alan tarafından açılmıştır. Davacı, 556 sayılı KHK’dan kaynaklanan bir hakkı olduğunu ileri sürmemiş, franchising sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle franchising bedelinin, demirbaş değer kaybının, yapılan masrafların, yoksun kalınan kârın, elde kalan ürün bedelinin, davalıya yapılan fazla ödemenin ve manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Davacı tarafından bunların yanında davalı markasının değerinin, kalitesinin ve müşteri sayısının artırılması amacıyla yapılan harcamanın da talep edilmesi ve davalı adına tescilli markanın devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir istenilmesi 556 sayılı KHK kapsamında tescilli bir sınai hakka dayalı talep niteliğinde değildir. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilip uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekirken ihtilafın 556 sayılı KHK kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”(Y.11. HD. 11/01/2016 T., 2015/14146 E., 2016/78K.) “Dava, Franchising Sözleşmesi’nin feshi nedeniyle, anılan sözleşmede kararlaştırılarak davalı tarafa ödenen ve fahiş olduğu iddia edilen 100.000.00 TL cayma bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliği itibariyle uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulama olanağı bulunmayıp genel hükümler çerçevesinde çözümü gerektiği halde, mahkemece yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”(Y.11. HD. 17/05/2013 T., 2013/7512 E., 2013/10247 K.) Yukarıda yapılan tespitler ve anılan içtihatlar ışığında dosyada mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı vermek gerekmiş, daha önce görevli mahkemece de görevsizlik kararı verilmiş olması karşısında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın ilgili istinaf dairesine gönderilmesine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5846 sayılı FSEK’in 1. ve 1/A. maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, buna göre, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usûllere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen franchising sözleşmesinin davacı tarafından haklı olarak feshedilmesi iddiasına dayalı olarak ödenen bedelinin tahsili talep edilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 5846 sayılı yasa kapsamında marka haklarına ilişkin bir ihlal ileri sürülmediğinden davanın Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18/04/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere