Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/2332 E. 2023/897 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2332
KARAR NO: 2023/897
KARAR TARİHİ: 30/03/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2022
NUMARASI: 2021/792 2022/259
DAVA: Sözleşmenin İptali
Taraflar arasındaki davada İstanbul 10. Asliye Tİcaret Mahkemesi ile İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, sözleşmenin iptaline ilişkindir. İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… İptali talep edilen 19/02/2017 tarihli sözleşmenin konusunun anonim şirket hisse devri ile devir, teslim, tescile ilişkin tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerine ilişkin olduğu, davacının işbu davaya konu talebinin de şirket ortaklığının devri ve bu devre ilişkin düzenlenen sözleşme uyarınca yapılan devir ve tescillerin muvazaalı olarak diğer davalılara devredilmesine dayandığı, dolayısıyla eldeki davanın 6102 Sayılı TTK.nun 329 ve devamı maddeleri kapsamında anonim şirkete, şirket ortaklığına ve şirketteki pay devirlerine ilişkin bulunduğu, aynı kanunun 4. maddesi kapsamında kaldığı, TTK’nın 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereğince mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesinin gerektiği anlaşılmakla HMK 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi ile dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 10. Asliye Tİcaret Mahkemesi ise, “… Bilindiği gibi muvazaalı hukuki işlemlerin iptaliyle ilgili olarak en çok karşılaşılan uyuşmazlık durumu muris muvazaası olup, bu davalar da muvazaa hukuki sebebine dayandığından, yapılan işlem şirket ile ilgili olsa bile mutlak ticari dava olmayacaktır. Görev konusu kamu düzeninden dava şartı ve mahkemece her aşamada re’sen gözetilmesi gereken hususlardan olduğundan, davacının dava dilekçesinin hem asıl dava yönünden hem de birleşen İstanbul 20. ATM 2021/625 Esas sayılı dava dosyasından ayrı ayrı görev nedeniyle reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, mahkememiz ile İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından Mahkememiz kararının İstinaf edilmeden kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığının halli için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı; 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda davacı, davalıların muvazaalı olarak şirket hisseleri, bir kısım menkul ve gayrimenkulleri birbirlerine devretmek üzere protokol düzenlediklerini, protokolün danışıklı düzenlemesi nedeni ile geçersiz olduğunu, bu kapsamda devredilenlerin sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesine karar verilmesini talep etmiş olup, muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davayı ticari dava kılmayacağı, davanın (iddianın) temelinin muvazaası olduğu, genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muvazaaya konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, protokolün tarflarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığı, bunu değerlendirme görevinin de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 1. H.D. 2014/11204 E., 2015/14214 K. – İBAM 12. H.D. 2020/230 E., 2020/835 K.)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/03/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere