Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/2193 E. 2023/808 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2193
KARAR NO: 2023/808
KARAR TARİHİ: 21/03/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2021
NUMARASI: 2021/527 2021/656
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Davacı davadışı … Pazarlama ve Dağıtım A.Ş’nin davalıdan olan alacağını temlik almış olup davadışı şirketin haklarına halef olmuştur. Halefiyet kuralı uyarınca, görevli mahkeme, davadışı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir. Davadışı şirket ile davalı arasında ticari bir iş ilişkisi olduğu dava konusu uyuşmazlığın esas her iki tarafının tacir olduğu, uyuşmazlık konusunun her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olduğu, davanın ticari dava olduğu, TTK 4 ve 5 maddeleri gereğince davaya bakma görevinin Asliye Ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşılmakla Mahkememizce karşı görevsizlik kararı verilerek …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… eldeki itirazın iptali davasının TTK’ da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava bakımından her iki tarafın tacir olmasının zorunlu olduğu, halbuki dava dilekçesinde açıkça ikrar ve ifade edildiği üzere alacağı temlik alan davacının tacir sıfatının bulunmadığı, ticari işletmesinin dahi olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararının gerekçesinde her ne kadar halefiyet ilkesinin geçerli olduğundan bahsedilmiş ise de; yukarıda değinilen Hukuk Genel Kurulu Kararında bahsedildiği üzere, alacağın temliki sözleşmesinin bağımsız mahiyette bir sözleşme olduğu, alacağı temlik alan şahsın / davacının alacağı temlik eden kişinin külli halefi olmadığı gibi, görevli mahkemenin tayininde halefiyetin de esas alınamayacağı, kaldı ki alacağı temlik eden … Pazarlama ve Dağıtım A.Ş.’nin bu dosyada taraf sıfatının da bulunmadığı, öte yandan Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevinin tayininde 6102 Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde “ticari dava” kriterinin esas alındığı, dolayısıyla Asliye Hukuk Mahkemesinin “ticari iş” karines uyarınca görevli mahkemeye yönelik kabulünün yasanın geciktirici ve emredici nedenleri karşısında yerinde olmadığı, nihayetinde davaya bakmakla görevli mahkemenin genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tespit edilmiş, karşı görevsizlik kararı verilerek …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Somut olayda davacı, dava dışı … Pazarlama ve Dağıtım A.Ş ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca alacağı temlik aldığını, davalının edimini yerine getirmediğini belirterek alacağnın tahsilini talep etmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temlik sözleşmesinden kaynakladığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında ; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki şirketin bu davada taraf olmadığı gibi davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı dosyamız davacısının da tacir olduğuna dair bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın, İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/03/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere