Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/210 E. 2022/2546 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/210
KARAR NO: 2022/2546
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2021/307 2021/869
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesince, “… Bu nedenlerle davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 s.y.4. maddesinde sınırlı olarak Sulh Hukuk Hakiminin bu Kanun ve diğer Kanunlarla görevlendirdiği davalara bakacağı belirtilmiş olup dosya içeriği nazara alındığında Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler incelendiğinde sözleşmenin taraflar arasındaki arazi dolgu ve rehabilitasyon sözleşmesine binaen yapılan karma nitelikli sözleşme olduğu , tarafların tacir olması dikkate alınarak davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görevli olduğu kanaatine varılmış görevsizlik kararı verilerek …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… Asıl davayı açan davacı, sözleşmelerin rödevans sözleşmesi olduğunu, davalı taraf ise istisna sözleşmesi olup taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu iddia ederlerken, görevsizlik kararı veren İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce sözleşmelerin karma nitelikli sözleşme olup eser ve hizmet sözleşmelerinden oluştuğunu hükme bağlanmıştır. Ortada sözleşmelerin tanımı ve yorumu hususunda niza bulunması nedeniyle öncelikle bu sözleşmelerin kanunda düzenlenmiş şekli incelenecek olursa Adi ortaklık, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK 620/1 Md.) müşterek amaç ve katılım payı unsurları burada belirleyici rol üstlenmektedir. Eser sözleşmesine gelince yüklenicinin belli bir eser meydana getirmeyi ve iş sahibinin de bunun karşılığında belli bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eserin yapımı ve ödenecek bedel unsurları ön plana çıkmaktadır. Hasılat kirasına ilişkin sözleşmelere gelince kiraya verenin kiracıya ürün(hasılat) veren bir mal, işletme ya da hakkın kullanılmasını, semerelerinden yararlanılmasını veya işletilmesini belli bir bedel karşılığında terk ettiği kira türüdür.(TBK Md. 357) Kira bedelinin, üründen bağımsız bir bedel olarak kararlaştırılması halinde genel ürün kirasından buna karşılık kira bedeli, ürünün belli bir hissesi ya da bölümü olarak belirlenmiş ise katılmalı (iştiraklı) ürün kirasından söz edilir. (Yar. 3. H.D. 2021/287 E – 3719 K. 6.4.2021 tarihli içtihadı) iş bu asıl dava ile birleştirilen İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/867 Esas sayılı dosyasında birleştirme kararı verilmeden önce görevsizlik kararı veren İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/517-519 E-K sayılı ilamında da gerekçelendirildiği üzere sözleşmenin incelenmesi sonucunda arazi sahibi şirketin zarara katılmadığı, taraflar arasında adi ortaklık olmayıp sözleşme hükümleri uyarınca taraflar arasında iştirakli ürün kira sözleşmesinin bulunduğunun tespit edilmiş olduğu, her ne kadar sulh hukuk mahkemesince sözleşmeler eser ve hizmet sözleşmelerinden karma nitelikli sözleşme olarak yorumlanmışsa da yargıtay içtihatlarında esasları ayrıntılı açıklandığı üzere ürün kirasında özellikle iştirakli ürün kirasında bir mal, işletme veya hakkın kullanılmasının yada işletilmesinin ürünün belli bir hissesi karşılığında terk edilmesi söz konusu olduğu, somut davada hafriyat toprağının arazi sahibinin taşınmazlarına dökülmesi ve bunun karşılığında kar payı ödemesi karara bağlanmış olduğuna göre taraflar arasında katılımlı (iştirakli) ürün kirasından söz etmek gerektiği, işletme hakkının da devredilmiş olduğu, bu nedenle her ne kadar İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilmiş ise de 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a md. Göre kiralanan taşınmazların kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olup taraflar arasındaki sözleşme iştirakli ürün kira sözleşmesi olduğundan mahkememizin görevli olmadığı, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, mahkememiz açılan davada görevli olmadığından görevsizlik kararı vermek gerekmiş, daha önce de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan yargı merci tayini için dosyanın istinaf mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilen davalardır. Buna göre, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davaları, ticari dava sayılmıştır. Somut olayda taraflar arasında düzenlen sözleşmelere göre, arazi sahibinin araziyi teslimi sonrasında yüklenici olan tarafın araziyi doldurması ve rehabile etmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmedeki ağırlıklı edimlerin dolgu ve rehabile ile peşin ödenen bedel olduğu, taraflar arasında spesifik kira ve ürün kirasına ilişkisi değil, atipik yapılmış bir sözleşme ilişkisi bulunması, her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın atipik sözleşme hükümlerine uyulmamadan kaynaklanması nedeni ile uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına göre ticari dava niteliğinde bulunan uyuşmazlığın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere