Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/203 E. 2022/2453 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/203
KARAR NO: 2022/2453
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2021
NUMARASI: 2021/718 2021/851
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 29. İş (sosyal güvenlik) Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R: Dava, itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 29. İş (sosyal güvenlik) Mahkemesince, “… dava konusu trafik kazası sonucu davalı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ilişkin yapılan ödemenin 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi hükmü uyarınca tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalinde görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu bu haliyle uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Anadolu Nöbetçi Asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine yönelik mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… davanın sigorta poliçesine dayalı sigorta hukukundan kaynaklanan bir dava olduğu, sigorta hukuku ise TTK 6.kitap 1401 maddesinden itibaren düzenlendiği, bu durumda davanın TTK 4.maddenin a fıkrası kapsamında ticari bir dava olup, ticaret mahkemesi görev alanına girdiği anlaşıldığından mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılarak görevsizlik kararı verilmiş …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “…Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında davacı sigortanın haklarına halef olduğu … davalı SGK’ya dava açsa idi görev hususu ne şekilde irdelenecek ise ,sigortalının haklarına halef olan sigortanın açtığı rücu davasında da görev hususu aynı şekilde irdelenecektir. Haklarına halef olunan …’nın ve davalı Sgk’nın tacir olmadığı anlaşılmakla dava nispi ticari dava değildir.Dava halefiyete dayalı rücu davası olmakla yerleşik yargıtay kararları ve yukarıda belirtilen İBK uyarınca mutlak ticari dava da değildir. Trafik kazası nedeniyle ortaya çıkan zarar talep edilmekle görevli mahkemeler Asliye Hukuk mahkemeleridir. Her ne kadar fiziki dosya içerisinde örnek görev kararları şeklinde kararlar bulunsa da bu kararlarda davalı yalnızca SGK olmayıp,diğer davalı olarak Sigorta da yer almaktadır.Sigorta ve SGK’nın aynı davada davalılar olması nedeniyle sunulan kararlarda yargılama ticaret mahkemesince yapılmıştır.(Sunulan kararlarda davalılardan biri yani sigorta açısından talep ZMMS’den kaynaklanması nedeniyle bu davalı yönünden dava mutlak ticari dava olacağı için iki davalının bir arada bulunduğu davalarda Asliye Hukuk Mahkemeleri yerine daha özel görevli Ticaret Mahkemelerinde dava görülmüştür.) Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dvanın halefiyete dayalı rücu davası olduğu, haklarına halef olunan sigortalının tacir olmadığı gibi davalının da tacir olmadığı görülmekle davanın nispi ticari dava olmadığı,yukarıda belirtilen İBK gereğince davanın mutlak ticari dava da olmadığı görülmekle görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 6111 sayılı Kanunla değişik 98. maddesi, “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” hükmünü içermektedir. Madde bu konuda açıklık içermese de, “sosyal güvencesi olmayan” kazazedelerin tedavi giderlerinin SGK tarafından, “Kendi mevzuatına uygun” olarak karşılanacağı açıktır. Nitekim, daha sonra, sözkonusu maddeye 6645 sayılı Kanun ile ilave yapılarak, bu husus daha açık vurgulanmış ve sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usûl ve esasları çerçevesinde” Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle, trafik kazası sonucu yapılan sağlık harcamalarının karşılanması prosedürü, doğrudan 5510 sayılı Kanunun ve buna göre çıkarılan yönetmeliklerin uygulanması ile ilgilidir. Somut olayda, davacı sigorta şirketi geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle sigortalısına hastanede yapılan tedavi giderlerini rücuan davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir. Davacı ile davalı kurum arasında bir haksız fiil ilişkisi bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle, davalı kurumun sorumluluğu, kurum tarafından gerçekleştirilen bir haksız fiile dayalı bulunmayıp, 2918 sayılı Kanunun 98. madesi atfıyla, davacı kazazedeye 5510 sayılı Kanun çerçevesinde yapılacak tedavi yardımı kapsamı ile ilgilidir. Bu haliyle davanın, kapsamını 5510 sayılı Kanununun belirlediği sosyal güvenlik hukukunu ilgilendirmekte olup; uyuşmazlığın, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 ve 4. maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi uyarınca, İstanbul Anadolu 29. İş (sosyal güvenlik) Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 29. İş (sosyal güvenlik) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere