Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/1801 E. 2023/478 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1801
KARAR NO: 2023/478
KARAR TARİHİ: 21/02/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2022
NUMARASI: 2021/618 2022/180
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ise ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK’nun 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla yükümlü mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Somut olayda sigorta hukukundan kaynaklanmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nun 6. Kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İncelenen dosya kapsamına göre; Görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece re’sen değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlığa konu olayda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davaya konu temel uyuşmazlığın, Meydana gelen trafik kazası nedeni ile 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın davalı araç sürücüsünden rücuan tahsili istemi nedeniyle açılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 3. maddesinde ise, ” Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle alakalı bir husustan kaynaklanmadığı anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, HMK’nın 22/2 maddesi gereğince görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde, sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş; aynı Kanunun 4/1-a maddesinde, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesi ise aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu hükmünü içermektedir. Somut olayda, davalı Sigorta Şirketi tarafından üçüncü kişiye ödenen bedel için kendi sigortalısına ve araç sürücüsüne karşı yapmış olduğu icra takibinde, davacının sehven araç sürücü olarak takibe eklendiği beyanı karşısında, davacının talebinin yapılan icra takibi bakımından menfi tespite yönelik olduğu, davalı sigorta şirketinin beyanı ve dosyadaki icara dosyası ile poliçenin incelenmesinde davacının poliçe tarafı olmadığı, davalı ile arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, icra takip dosyasında borcun sebebi olarak dava dışı üçüncü kişiye ödenen bedelin sigortalı araç maliki ve sürücüsünden rücuya yönelik olduğu, bunun kaynağının da zorunlu mali mesuliyet sigortası gösterildiği, alacağın temelinin ZMM’den kaynaklanması, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının TTK’da düzenlenmiş olması ve davacı ile davalı arasında sigorta ilişkisi bulunmaması nedeni ile uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde bulunmasına göre davanın İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/02/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere