Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/175 E. 2022/2522 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/175
KARAR NO: 2022/2522
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2018/567 2021/260
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ile İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince, “… taraflar arasında mahkememizin görevi kapsamında değerlendirilebilecek bir ticari ilişkinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin davacıya ait ticari ünvan ve projenin haksız kullanılıp, haksız rekabetten kaynaklandığı, Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2016/8526 esas, 2018/1699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, marka ünvanına tecavüz nedeniyle ve davacıya ait projenin kullanılmasından dolayı, davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu, görevin dava şartı olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğine ve talep halinde görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 2.Fİkrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ise, “…Somut uyuşmazlıkta dosya münderecatı, alınan bilirkişi raporu ve tarafların rapora karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun marka tecavüzünden çok davalının taraflar arasında akdedilen hisse devrine ilişkin sözleşme kapsamında eylemlerinin haksız rekabete sebebiyet verip vermeyeceği noktasında toplandığı, 4.5 aylık döneme ilişkin haksız rekabetin oluşması halinde zarar hesaplamasının yapılması gerekeceği, davacı vekilinin de 30.06.2020 tarihli bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesinde açıkça belirttiği “MARKA HAKKINA TECAVÜZ OLDUĞU İDDİAMIZ BULUNMAMAKTA OLUP, DAVAYA KONU HUSUS CASADA’NIN BÖLGEDEKİ BİLİNİRLİĞİNDEN YARARLANILARAK TOPRAK SAHİPLERİ İLE SÖZLEŞMESİ YAPILMASI OLUP, MÜVEKKİLE AİT PROJEDEN HAKSIZ YARARLANILMASIDIR” şeklinde ki beyanları, haksız rekabetin varlığı halinde somut uyuşmazlık bakımından inşaat hukuku, gayrimenkul alanında uzman bilirkişilerce hesaplama yapılması gerekeceği bir bütün olarak değerlendirildiğinde dosyada SMK hükümleri uyarınca bir inceleme yapılmasını gerektirir durum oluşmadığı, yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca yargılamanın Asliye Ticaret Mahkemesinde devam etmesi gerektği kanaatine varılmakla, davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava tarihinde geçerli olan 6102 sayılı TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde haksız rekabete ilişkin hükümler düzenlenmiştir. TTK’nın 54/2. maddesine göre “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” Bu madde ile hakime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlalini önlemek olup, 55. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar gösterilmiştir. Haksız rekabet hükümleri, sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar. Somut olayda; davacı taraf, davalı …’ün davacı şirketin eski ortağı olduğunu, şirket hisselerini devrettikten sonra aynı faaliyet kolunda aynı isim ile … A.Ş. Adlı şirketi kurduğunu, davacı şirketin bilinir ve tanınırlığı ile işler yaptığını, şirket projelerine benzer projeler yürüttüğünü bu nedenle davcı şirketin zarar uğradığını, haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığı gerekçesi ile tazminat talep etmiştir. 5846 sayılı FSEK’den kaynaklanan hakların mevcudiyeti ve ihlaline yönelik bir iddia ileri sürülmediği ve tescilli tasarım veya marka hakkına dayalı herhangi bir istem de söz konusu olmadığına göre, davada 5846 sayılı FSEK hükümlerinin uygulanması söz konusu olamayacaktır.Bu durumda, 6102 sayılı TTK’nın 54 vd. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine ilişkin olan uyuşmazlığın İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere