Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/1508 E. 2022/1405 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1508
KARAR NO: 2022/1405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/101
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından reddi hakim yoluna başvurulmuştur. Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın İstinaf Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili reddi hakim talepli dilekçesinde özetle; Mahkeme Hakimi … 27.01.2022 tarihli duruşmada dosya tamamlanmış olmasına rağmen karar vermeyerek, Hakimin açık kanun hükümlerini bilmesi gerekirken açık kanun hükümlerini uygulamayarak, ortada her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere taraflar arasında bir sözleşme bulunmazken, dosyanın sözleşme alanında uzman bilirkişiye göndererek, usul ekonomisine aykırı davranarak, keyfi kararlar vererek davayı uzatarak, duruşmada karşı taraftan etkilendiğini 15 sayfa dilekçe yazdığını bildiğini, karşı tarafın kendi kafasını karıştırdığını, karşı tarafında duruşmada konuşmasıyla da kendisini baskı altında hissettiğini duruşmada mübaşir, katip huzurunda açıklaması, Hakimin kendisinin bilmesi gereken açık kanun maddelerini bilmediğinden bahisle hakkında ek rapor aldırmaya çalışması, aynı gün içinde başka dosyalar hakkında karar verirken tamamlanmış dosya hakkında karar vermemesi nedeniyle hakimin tarafsızlığından şüphe edildiği ve bu kapsamda HMK 36.md gereğince reddi hakim talebinde bulunmuştur. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi ve çekilmesini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı, reddeden davacı tarafından mahkeme hakimince tamamlanmış dosya hakkında karar vermediğini, usul ekonomisine aykırı şekilde sürüncemede bırakılarak tekrar ek rapor alındığını, duruşmada karşı taraf vekilinin 15 sayfalık dilekçeler yazıdğını bu durumun kendisini etkilediği ve baskı altında hissettiğine ilişkin beyanının bulunduğu, taraflarca sözleşme bulunmadığı kabul edilmesine rağmen sözleşmeler alanında uzman bilirkişiden rapor alınması yönünde karar verdiğini, ilgili hususun mahkemece resen değerlendirilmesi gerektiğini, davalının davayı uzatmaya yönelik beyanlarına itibar edildiği ve diğer red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, hakimin sarfettiği beyan bakımından da soyut iddia niteliğinde olduğu; hakimin reddi sebeplerinin bulunmadığı yönündeki merci değerlendirmesi yerindedir.Bu itibarla ilk derece mahkemesinin reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararı hukuka uygundur. İlk derece mahkemesince HMK’nın 42/4 maddesi gereğince davacı aleyhine para cezasına hükmedilmişse de, tüm dosya kapsamına göre davacı red talebini kötü niyetle yaptığına ilişkin bir olgu veya bilgi söz konusu olmadığından davacının para cezası ile tecziyesi yasaya uygun değildir. Bu husus yeniden yargılamayı gerektiren bir eksiklik olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında aşagıdaki şekilde yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: 1-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca; BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/101 D.İŞ KARAR sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davalının reddi hakim talebinin reddine, 3-HMK’nın 42/4 maddesinde öngörülen koşullar mevcut olmadığından davalı hakkında disiplin para cezası tayinine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf giderinin üzerinde bırakılmasına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere