Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/1265 E. 2023/221 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1265
KARAR NO: 2023/221
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2020
NUMARASI: 2019/749 2020/52
DAVA: İtirazın İptali (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptaline ilişkindir. Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…26/02/2012 tarih ve 6335 sayılı Kanunun 2.md.si ile değiştirilen 6102 sayılı TTK.nın 5.md.sinde aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6102 sayılı TTK.nın 4.md.sinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Yargıtay 11.HD.nin 22/09/2008 tarih, 2007/7851 E., 2008/10258 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere TTK.nın 11.md.sine göre ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler ticari işletme sayılır. Bir ticari işletmeye kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. Esnafın tanımı da TTK.nın 15.md.sinde yapılmış ve bunların tacir olmadıkları vurgulanmıştır. Esnafın yaptığı işin hacim ve önemi ticari muhasebeyi gerektirdiği ve ona ticari veya sınai bir müessese şekil ve mahiyeti verdiği takdirde bu müessesenin de ticari işletme sayılacağı 13.md.de hüküm altına alınmıştır. Bir kimsenin VUK.na göre esnaf sayılması TTK.yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticari işletmenin ticaret siciline kayıtlı olmaması, bu işletme sahibinin tacir sayılmamasını gerektirmez ve tacir olmamanın kesin bir kanıtı da değildir. TTK.nın 11/2. md.si Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiçkimse kanunun 15.md.sinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağını açık bir biçimde göstermiştir. Mahkememizce de tüm bu esaslar dikkate alınmak suretiyle yaptırılan bilirkişi incelemesine göre davalının 2.sınıf gerçek kişi tacir olduğu saptanmıştır. Davalı 2.sınıf gerçek kişi tacir olup, davacı da … AŞ.dir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tacirler arasında ve her ikisinin ticari işletmesiyle ilgilidir. TTK.4/1.md.sine göre de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarına bakmaya asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması yoluna gidilmiştir. …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… dosya kapsamında yer alan belgeler incelendiğinde dava konusu yerin CD satış işi ile ilgili olarak açıldığı, faaliyette bulunulan kısa süre içerisinde herhangi bir vergi beyannamesi verilmediği, bu nedenle VUK’nın 177.maddesinde belirlenen esaslara göre faaliyetin esnaf faaliyetini aşmadığı vergi dairesi yazısı cevabında anlaşılmıştır. Bu tür yerler niteliği itibariyle ekonomik faaliyetini ve çalışmasını daha ziyade bedeni çalışmasına dayandırması ve gelir miktarı, işletmenin ticaret sicilde kayıtlı olmaması ve Vergi Dairesi cevabına göre tacir olmaması, nedeniyle 2. Sınıf tacir yani esnaf faaliyeti kapsamında kabul edilmiştir. Bu durumda, mahkememizce davanınTTK.’nın 4. Maddesi kapsamında ticari dava olmadığı, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin olduğu anlaşılmış, davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun belirlenmesine, Asliye Hukuk Mahkemesince daha önce görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda davacı, davalının kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile tutmuş olduğu tutanak kapsamında tüketilen bedelin tahsilini talep etmekle, dosya arasına alınan bilgi belge ve abonelik sözleşmesine göre ticarethane mahiyetindeki yere ilişkin abonelik bakımından davalının yasadaki tüketici tanımına uymadığı, ayrıca yapılan araştırmada davalının tacir olduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, elektrik kullanılan yerin iş yeri olmasının, davalıyı tacir olarak nitelendirmek için yeterli olamayacağı, davalının tacir ve tüketici sıfatı bulunmaması, davanın da mutlak yada nispi ticari davalardan olmaması nedeniyle uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/01/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.