Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/1068 E. 2022/892 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1068
KARAR NO: 2022/892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1186
TALEP: Hakimin Reddi Talebinin İncelenmesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Hakimin reddini talep eden davalı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/11/2019 tarihinde mahkemece yapılan keşifte hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirir bir şekilde tanıklarının usul ve yasaya uygun bir şekilde dinlenmediğini, … isimli tanıklarına soru sorulmasına dair taleplerinin haksız ve taraflı bir şekilde reddedildiğini, davacı tanıklarının Mahkeme Hakimi tarafından oldukça detaylı ve uzun bir süre dinlenmiş olmasına rağmen, davalı taraf tanıklarının hemen hemen hiç dinlenmediğini, bir kısım beyanların inşaatla ilgisi olmadığı gerekçesi ile tutanağa dahi geçirilmeden tanıklarının dinlenilmesine son verildiğini, özellikle tanık …’in “benim şantiyeye ilişkin herhangi bir görevim yoktu, sadece hafta sonları şantiye sahibi akrabam olduğu için şantiyeye uğramıştım, uğradığım dönemde gördüklerime ilişkin tanıklık yapabilirim” demiş olmasına rağmen, ifadesinde belirtmiş olduğu “gördüklerine ilişkin beyanları” dahi alınmadığı gibi, devamında daha da ilginç bir şekilde sanki bu tanığımızın “gördüklerine ilişkin beyanları” alınmış ve hakkıyla tanıklık yaptırılmış gibi Mahkeme Hakimi tarafından Keşif Tutanağına “Tanığa beyanı okunarak sebat edip etmediği hususu soruldu.Tanık: Beyanım aynen doğrudur dedi. Beyanı okudu, imzası alındı.” denilmek suretiyle tanığın gerektiği gibi ifadesi ve beyanları dahi alınmadan, tanıklık yapabileceğini beyan etmiş olduğu hususlar kendisine sorulmadan ifade alma işlemine son verildiğini, mahkeme hakimi tarafından yapılan işleme itirazlarının tanığın şantiyede çalışmaması ve görevinin bankacı olması sebebiyle sorulan hususların yazılı delille ispatının gerekmesi karşısında ilgili hususlarda beyanının alınmasına ilişkin taleplerinin reddedildiğini, tanığın görgüsünün ve bilgisinin sorulması için mesleğinin mutlaka inşaatçılıkla ilgili olması ve bu inşaatta çalışan birisi olmasının gerekmediğini, mahkeme hakiminin usul ve yasaya aykırı bir şekilde keyfi gerekçe ile tanığa soru yöneltilmesine müsaade etmediğini, tanığın bankacı olmasının bilgi ve görgüsünün sorulmasına engel olmadığını, tanıklarının mesleğinden yada yaptığı işten sebep gerektiği şekilde dinlenilmemiş olması, bilgisine ve görgüsüne başvurulmamış olmasının mahkeme hakiminin tarafsızlığından şüpheyi gerektirir bir sebep olduğunu, davacı tanıklarının beyanlarının keşif zaptına uzun uzun geçirildiğini, taleplerinin yazılı delille ispatının gerektiğinin belirtilmiş olmasının hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirir önemli bir sebep olduğunu, yapılan haksız işlemler sonucu davalı müvekkilinin Anayasa ile güvence altına alınmış olan iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, müvekkil şirketin savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacak şekilde yargılama işlemi yapılmış olması, davalı müvekkil şirketin telafisi mümkün olmayacak zararlara maruz kalmasına neden olacağını belirterek davalı müvekkili şirketin uğrayabileceği mağduriyetlerin önlenebilmesi amacıyla mahkemenin 2018/1186 Esas sayılı dosyasında görevli hakimin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi ve çekilmesini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı, reddeden davalı tarafından mahkemece yapılan keşifte tanıkların usulünce dinlenmediği ve tanığa soru sorulmasını talebinin gerekçesiz reddedildiği, davacı tanıklarının uzanca dinlendiği ancak davalı tanıklarının çok kısa dinlendiğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ve diğer red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, hakimin reddini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı yönündeki merci değerlendirmesi yerindedir.Bu itibarla ilk derece mahkemesinin reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararı hukuka uygundur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince, İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2018/1186 esas sayılı kararına karşı istinaf başvuru talebinin REDDİNE, Kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine, İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 05/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere