Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/982 E. 2021/2204 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/982
KARAR NO: 2021/2204
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2021
NUMARASI: 2019/96 2021/129
DAVA: Fikir ve Sanat Eseri
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R: Dava, sözleşmenin iptali ilişkindir.İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince, “…Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş bulunup, görev konusu kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınmalıdır. HMK’nun 114/1-c maddesinde davanın görevli mahkemede açılmış olması dava şartı olarak sayılmış olup, davanın mahkememizin görev alanı içinde olmaması ve görevli mahkemede açılmaması nedeniyle dava şartının bulunmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “… İadesi istenilen hakların devrinin yetkisiz olup olmadığından önce, bu hakların devirden önce davacıya ait olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Dosyaya konu fikri ve sınai hakların birinci kısımda belirtilen aidiyetinin belirlenmesinde, görevin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde olduğu görülmekle mahkememiz iş bu davada görevsizdir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Markaların korunması hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesinde marka tescilinden doğan hakların kapsamı ” Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep edebilir: a) Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması. b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması. Aşağıda belirtilen durumlar, birinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: A)İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulması. B)İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanması. C) İşareti taşıyan malın gümrük bölgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması. D) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. E) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması. Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Marka tescil başvurusunun bültende yayınlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmesi halinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez. ” şeklinde belirlenmiştir. Somut olayda, davacı, eski çalışanı olan davalının, şirketin kullandığı internet alan adlarının, işten yarılması sonrasında kendi yararına kullandığı, usulsüz devrinden dolayı devrin iptalini talep etmekle, bu alan adalarının davalı tarafından haksız ele geçirildiği ve kullanıldığı beyan edilmekle, uyuşmazlığın çözümünde 556 sayılı KHK’nin uygulama yeri bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakma görevi İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevi dahilindedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere