Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/910 E. 2021/2199 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/910
KARAR NO: 2021/2199
KARAR TARİHİ: 24/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2016/285 2018/238
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R: Dava, banka dışındaki diğer kredi kuruluşlarına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan itrazın iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesince, “… HMK’nun 114/1-c. maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayıldığı, Mahkemenin görevi kamu düzenine ilişkin olup, mahkemenin görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alması gerekmekte olduğu, HMK’nun 320/1 maddesi gereğince karar verilebileceği gözetilmek suretiyle daha özel düzenleme olan 5464 sayılı yasa uyarınca görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılarak görevsizlik kararı verilmiş…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “…talebin ilamsız icra takibine itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalıya kullandırılan kredi kartı nedeniyle doğan borcun ödenmediğinden bahisle itirazın iptalinin talep edildiği, dosya kapsamına alınan ve hüküm vermeye ve denetime elverişli olan bilirkişi raporunda da icra takibinin davalıya verilen kredi kartı borcundan kaynaklandığının belirtildiği görülmüştür. TTK’nın 4.maddesinde ticaret mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş olmakla, söz konusu maddede de belirtildiği üzere bir davanın ticari dava olması için ya tarafların ikisinin de tacir olması ve dava konusunun ticari işletmeden kaynaklanması dolayısıyla nisbi ticari dava olması veya Kanun maddesinde yer alan işlemlere ilişkin olması gerekmektedir. Eldeki davamız bakımından davalının tacir olduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve delillin yer almadığı dolasıyla da nisbi ticari davanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 tarihli 2017/5048 – 2504 Esas ve Karar sayılı ilamı ile benzer nitelikteki bir çok ilamında da belirtildiği üzere “…6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, dava açanın sıfatına (Kart hamili ya da kartı veren kuruluş olup olmamasına) bakılmaksızın tüketici mahkemeleridir…”. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartı olarak belirlenmiş, 115. Maddesinde de dava şartı yokluğu halinde davanın usulden reddine karar verileceği hükmüne yer verilkele eldeki dava bakımından Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “tüketici olan kart hamili” tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağını ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı, İkinci fıkrasında ise “kart çıkaran kuruluşlar” tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden 1086 sayılı HUMK’nın (6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesinde, başka kanunların HUMK’ya yaptığı atıfların HMK’ya yapılmış sayılacağı belirtildiğinden 01.10.2011 tarihinden itibaren bu atıf HMK olarak anlaşılmalıdır) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Aynı Kanunun 43. maddesinde ise, “tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında” 44. madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ana kurala istisna getirilmiştir. Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. Somut olayda, uyuşmazlık, banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere