Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/855 E. 2021/2196 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/855
KARAR NO: 2021/2196
KARAR TARİHİ: 24/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2021
NUMARASI: 2020/559 2021/95
DAVA: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R: Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesince, “Taraflar arasındaki uyuşmazlık icra takibine konu bonodan kaynaklanmaktadır.Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 15.01.2015 tarihli 2014/19987 Esas- 2015/320 Karar sayılı benzer nitelikteki kararında da belirtildiği üzere bonoların 6102 sayılı TTK’nın776 ve devamı maddelerinde düzenlenmesi nedeniyle, Aynı Yasanın 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava olarak kabul edildiği,bu nedenle davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından 6102 sayılı TTK’nun 5/3 maddesi uyarınca Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu gözetilerek; davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddi…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “… davanın ticari dava mahiyetinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de davaya ve takibe konu alacağın ilamsız takip konusu yapılan senet bedeli olduğu, ancak bono senedine dayalı takip yapılmadığından alacağın sebebinin kambiyo senedi vasfından sayılamayacağı, tarafların da tacir ve yapılan işin de ticari iş olmadığı anlaşıldığından mahkememizin karşı görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. TTK’nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12.maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. 26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1.fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4.fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır. Somut olayda, davacı vekili, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası ile davalı hakkında ilamsız takip başlattığı, davacı vekilinin takibini icra dosyasında bulunan senede dayandırdığı, davalının yapılan takibe itiraz ettiği, davacının dayanmış olduğu senette, TTK’nın 671.maddesinde düzenlenen ve bulunması zorunlu olan unsurlardan ödeme yeri ve düzenleme yerinin senette olmadığı, borçlunun adresinin bulunmadığı gibi isminin yanında da herhangi bir ödeme yeri kaydının olmadığı, senedin kambiyo vasfını taşımadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere