Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/816 E. 2021/2122 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/816
KARAR NO: 2021/2122
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2021
NUMARASI: 2020/178 2021/75
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada İstanbul 12. Tüketici ile İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince , “… davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden bir kişi olmadığı, satın almış olduğu aracın ticari araç olduğu, yolcu taşımak üzere satın alındığı, davacının ticari amaçla hareket ettiği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi de 13/02/2017 tarih, 2017/185 esas, 2017/1099 karar numaralı kararında ve pek çok kararında belirttiği üzere bu tip davalara Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği..” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesince, “… huzurdaki davada davacı sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatın, davalı sigortalısından tahsili amacı ile başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali isteminde bulunulduğu, davalının tacir olmadığı gibi davalıya ait sigortalı aracın özel kullanımlı kamyonet olup tescil kayıtlarının tetkikinde aracın gayrı ticari vasıfta kayıtlı olduğunun görüldüğü, aracın ticari olduğuna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmadığı, bu durumda davacı sigorta şirketi ile tüketici konumunda olan sigortalısı arasında rücuen alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davasının, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği…” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı sigorta şirketi ZMM sigortalısına rücuan tazminat talebiyle başlatmış olduğu takibe itirazın iptalini talep etmiş olup, dava konusu aracın kamyonet tipi ticari nitelikli araç olması nedeniyle davalının tüketici konumunda bulunmadığı, vergi dairesince yapılan araştırmaya göre davalının tacir sıfatında bulunmadığı davanın mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Her ne kadar karşı görevsizlik veren mahkemeler arasında Asliye Hukuk Mahkemesi bulunmasa da görev hususunun kamu düzeninden olduğu, görevli mahkemenin resen belirlenebileceği anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere