Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/570 E. 2021/1749 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/570
KARAR NO: 2021/1749
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2020/502 2020/690
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince, “…davacı şirket vekili bağımsız bölüm üzerine 24/11/2010 tarihinden sonra konulan takyidatların kaldırılmasını talep ve dava etmiş ise de ,davalı şirketin davadan önce 10/04/2019 tarihinde iflas ettiği, buna göre davacı vekili tarafından açılan davanın kayıt kabul davası olduğu, bu tür davalarda iflas kararını veren Mahkemenin yetkisinin İİK’nın 235/1.maddesi uyarınca kesin olduğu anlaşıldığından davanın HMK’nın 114/1-(ç) ve 115/2.maddesi uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “…davacı tarafça, daha önce açılan tapu iptal ve tescil davasında talep edilmeyen taşınmazların üzerindeki takdiyatların kaldırılması talep edilmektedir. Davacı yanın, müflis şirketten herhangi bir alacak istemi bulunmamaktadır. Bu nedenle de davanın İİK’nun 235. Maddesi kapsamında kayıt kabul davası olarak görülmesine imkan bulunmamaktadır (İstanbul BAM 37. H.D. 2019/1839 E. 2020/68 K. Sayılı İlamı). Bu halde açılan davanın genel hükümlere göre görülmesi gerekmektedir. Davacı taraf, müflis şirketten taşınmaz satın alan tüketici konumundadır. Bu sebeple, davanın ilk açıldığı mahkemede davalı tarafça yetki itirazında bulunmadığı ve kesin yetki halinin de söz konusu olmadığı dikkate alınarak, davanın ilk olarak açıldığı Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda, davalı şirket ile davacı arasında yapılan … ada … parseldeki … nolu bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıkları ve sözleşme doğrultusunda açılan dava sonrasında taşınmazın davacı adına tapu tescilinin yapıldığı, davacı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkinin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, davacının herhangi bir alacak talebinin bulunmadığı, davanın münhasıran tapudaki kısıtlamaların kaldırlması talebine ilişkin olup, İİK’nın 235.maddesindeki kayıt kabul davası niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı arasındaki tüketici ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/11/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere