Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/2658 E. 2022/2716 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2658
KARAR NO: 2022/2716
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2018
NUMARASI: 2018/994 2018/1020
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasında İstanbul 15. Asliye Hukuk ve İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R- Dava, işçilik alacağı nedeniyle dava dışı işçiye ödenen bedelin davalıdan rücuan tazmini istemine ilişkindir. İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… taraflar arasında imzalanan Yusufeli Barajı ve Hes Geçici Bağlantı Yolları İnşaatı işinin davalı şirketçe yüklenmesine ilişkin sözleşme tarihi , davalının iflas (26/11/2013) tarihinden öncedir.Yine dava dışı işçinin iş aktinin feshi ve işçinin Ankara 18. İş Mahkemesi’nin 2013/670 Esas açtığı dava tarihi de iflas tarihinden öncedir. Her ne kadar işçinin alacağına hüküm veren mahkeme ilamı ve kesinleşmesi ile bu ilamın icraya konması sonrası davacı tarafından ödenme tarihi iflas kararından sonra ise de, burada önemli olan davalının borcunun doğum tarihinin iflas kararından önce mi, sonra mı olduğudur. Borcun mahkeme kararı ile saptanması ve ödenmesi, borcun doğumundan sonra olabilir. Önemli olan, davalı işveren şirketin işçinin iş aktini sona erdirmesi ile işçiye işçilik alacaklarını ödeme yükümlülüğü altına girdiği tarihtir ve bu tarih iflas kararından öncedir. Öyleyse davaya İİK nın 235. Maddesine göre kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerektiğinden ve bu görev Ticaret Mahkemesinin görevinde bulunduğu …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince, “… İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan genel nitelikli bir alacak niteliğinde olduğu ayrıca davacının tacir olmadığı, davanın nispi ticari dava olmadığı belirlendiğinden Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İİK’nın 194. maddesinde, iflas açılması ile kural olarak müflisin taraf olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabileceği hususu düzenlenmiştir. İkinci alacaklılar toplantısında dava konusu alacağın masaya kabul edilmemesi halinde davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek bir karar verilmesi gerekir. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda genel mahkemelerce tespit edilecektir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 02.02.2012 tarih ve 2011/4952 E. – 2012/680 K. sayılı ilâmı da bu yöndedir.) İİK’da masa borçları için İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan HMK’ya göre belirlenmesi gerekir. İflas masasının bu safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), “alacakların ödenmesine tahsis olunur” (İİK m.184,I,c.1). Buradaki “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflas alacaklarıdır.” İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez. İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı “masa borcudur.” Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açıldıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır. Somut olayda, davalı şirketin 26/11/2013 tarihinde iflasına karar verilmiş olup, davacı tarafından ise rücuan tazminat istemli iş bu dava 29/05/2017 tarihinde iflastan sonra açılmıştır. Dava İİK’nın 235. Maddesi uyarınca kayıt kabul sistemine konu olabilecek müflis borçlularından olmayıp iflastan sonra doğan masa borcu niteliğindedir. Bu nedenle, uyuşmazlığın İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere