Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/2513 E. 2022/1671 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2513
KARAR NO: 2022/1671
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2021/411 2021/689
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… davacılar tacir olup davalı da davacı şirketin yetkili temsilcisidir. Dava, tarafların ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan ve ticari ilişkiden kaynaklanan tazminat davasıdır. 6102 sayılı yasanın 4. Maddesi gereğince davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret mahkemesince; “… zarar tazmininin dayanağı vakıa İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/280 Esas sayılı dosyasına ”…sahte imzalı … sözleşmelerin bir şekilde dosyaya eklenmesini sağlaması” nedeniyle sahte olduğu iddia edilen bu sözleşmeler nedeniyle vergi dairesinin kestiği cezalara ilişkin olup, gerek anlatım sırası ve içeriğine göre gerekse davalının Residence şirketindeki yönetim kurulu başkanlığından 2009 yılında ayrılmış olup, sahte olduğu iddia edilen sözleşmelerin ibraz edildiği dosyanın esasının ise 2010 olmasından anlaşılacağı üzere iddia edilen zararlandırıcı eylemin davlının şirket yönetim kurulu başkanlığından ayrılmasından sonra gerçekleştirildiğinin iddia edildiği buna göre, davanın şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası niteliğinde olmadığı, davalının tacir de olmadığı … ” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 342 . maddesinde, “ Şirket muamelelerinin icra safhasına taalluk eden kısmı, esas mukavele veya umumi heyet veya idare meclisi karariyle idare meclisi azasından veya ortaklardan olmıyan bir müdüre tevdi edildiği takdirde müdür, kanun veya esas mukavele yahut iş görme şartlarını tesbit eden diğer hükümlerle yükletilen mükellefiyetleri, gereği gibi veya hiç yerine getirmemiş olması halinde idare meclisi azasının mesuliyetlerine ait hükümler gereğince şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklarına karşı mesul olur. Bu esas aykırı bir şartın esas mukaveleye konması veya müdürün idare meclisinin emri ve nezareti altında bulunması mesuliyeti bertaraf edemez” yönünde düzenleme bulunmaktadır.Bu düzenleme ile anonim şirket genel müdürlerinin iş görme edimini yerine getirmemiş olmaması halinde, şirket yönetim kurulu üyeleri ile aynı hükümlere tabi tutularak sorumlu olacağının kabul edildiği görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/9-328 esas-2010/370 karar ve 07.07.2010 tarihli ilamında “Anonim şirket ile yönetim kurulu üyesi arasındaki ilişkinin hukuki niteliği karşılaştırmalı hukukta tartışmalı olmakla beraber, Alman hukukunda sözleşme şartlarına göre, vekalet veya hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmekle birlikte, daha çok hizmet sözleşmesi olduğu yönündedir. Fransız hukukunda da, bu ilişkinin bir vekalet sözleşmesi olduğu kabul edilmiştir. İsviçre hukukunda ise vekalet hakkındaki hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir (Mimaroğlu, S. Kemal: Anonim Şirketlerde İdare Meclisi Azalarının Hukuki Mesuliyeti, Ankara 1967, s. 100). Türk öğretisinde de, bu ilişkinin vekalet sözleşmesi olduğu görüşü hakimdir (Çamoğlu, Ersin: Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu, İstanbul 1972, s.102-104; Mimaroğlu, S.Kemal: a.g.e., s. 101- 102)Yargıtay, yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını kabul etmiştir (H.G.K.’nun 5.2.2003 gün ve 2003/9-82 E.-65 K. sayılı ilamı) Genel olarak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu TTK. 320 ve TTK. 336. maddelerine göre belirlenir. Şirket yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasında bir vekalet sözleşmesi ilişkisi bulunduğundan, üyelerin şirkete karşı vekil gibi sorumlu olmaları doğaldır.” denilmektedir. Yukarıda da özetlendiği üzere, 6772 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 342. maddesinde ki düzenleme gereğince, anonim şirket genel müdürleri, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen hükümlere tabiidir ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu da Türk Ticaret Kanununda özel olarak düzenlenmiştir. Somut olayda davacı şirket tarafından davalının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemdeki usulsüz işlemler nedeniyle açılmış olup, davalı 2009 yılında yönetim kurulu başkanlığından ayrılmış ise de 01/10/2007, 13/11/2007 ve 15/04/2009 tarihli sözleşmelerin geçersizliğinin tespiti talep edilmiş olduğundan ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14/06/2022 günü oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere