Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/239 E. 2021/1517 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/239
KARAR NO: 2021/1517
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2020/767 2020/631
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, ipoteğin fekkine ilişkindir. Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, “… uyuşmazlık esasen ipoteğin fekkine ilişkindir. Dosya içeriğinde yer alan dava konusu ipotek davalı şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edilmiştir. Bu durumda ipotek lehdarı ve teminat altına alınan borçlu arasında imzalanan sözleşme ticari nitelikte olup davacıların taşınmazın kayden maliki olmaları durumu değiştirmeyeceğinden uyuşmazlık ticaret mahkemesinde görülmeli …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince, “…dava konusu taşınmaz üzerinde daha önce açmış bulundukları davada mahkemece verilen davalıdır şerhi var iken davalı bankanın kötüniyetli olarak bu şerhe rağmen taşınmaz üzerine ipotek koyduğu ve bu ipotekten sorumlu bulunmadıklarından bahisle ipoteğin kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafın ipoteğin kaldırılması talebine dayanak yaptığı husus, TMK’nun çekişmeli hakların korunması şerhi (TMK mad.1010/1-1) ve tapu sicilinin açıklığı/sicile itimat prensibi (TMK mad.1023) hükümleridir. Bir başka deyişle, mahkemece söz konusu yasa hükümleri ve sair mevzuat değerlendirilmek suretiyle davacının davasında haklı olup olmadığı ve bu kapsamda söz konusu ipoteğin kaldırılmasının gerekip gerekmediği değerlendirilecektir. Görevsizlik kararı veren mahkemece her ne kadar görevsizlik kararının gerekçesinde, dava konusu ipoteğin davalı şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği ve bu durumda ipotek lehtarı ve teminat altına alınan borçlu arasında imzalanan sözleşmenin ticari olduğundan bahisle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu ileri sürülmüş ise de; davalıların kendi aralarındaki kredi sözleşmelerinin ve aralarındaki ilişkinin davanın konusu olmadığı, yine söz konusu kredi sözleşmesinin kendisinin ihtilaf konusu olmadığı, davacıların davalılar arasındaki kredi sözleşmesinin ve ipotek akdinin tarafı bulunmayıp davacılar ile davalılar arasında da herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, dolayısıyla somut uyuşmazlığın çözümünde kredi sözleşmesi tartışılmayacağı ve değerlendirilmeyeceği, keza görevsizlik kararı veren mahkemece tedbire yönelik verilen ara kararın istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesi dairesi tarafından da görev hususunda herhangi bir olumsuz görüş bildirilmediği, tüm bu nedenlerle davaya bakma görevinin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılarak karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” düzenlenmesi getirilmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, uyuşmazlık ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, davacının tacir olmadığı gibi, ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlem ya da fiil de söz konusu olmadığı, davalılar arasındaki ticari kredinin kullanılması ve bundan doğan iç ilişkideki sorumluluğun, kredi sözleşmesinin tarafı olmayan davacıyı etkilemeyeceği; davacının talebi olan husus yönü ile davalılar arasındaki kredi sözleşmesinin niteliğinin mahkemenin görev kapsamını değiştirmeyeceği, ticari niteliği bulunmayan uyuşmazlığın Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/10/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere