Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/2122 E. 2022/1034 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2122
KARAR NO: 2022/1034
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2021
NUMARASI: 2021/415 2021/553
DAVA: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… dava, kambiyo senedinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Dolayısıyla dava mutlak ticari dava olmakla ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Hal böyle olunca kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasında davaya bakma görevi genel mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemesi değil; TTK 4/1. Maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından davanın usulden reddiyle Mahkemizin görevsizliğine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Dosya içerisindeki davaya konu icra takibinin dayanağının TTK’da yazılı Kambiyo Senetlerinden, Bono olduğu görüldü. Kıymetli evraka ilişkin icra takiplerine yapılan itirazın iptali davalarında Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Davamıza konu olayda davaya konu senedin zamanaşımına uğradığı, temel borç ilişkisi bakımından bonoların yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, tarafların tacir olmadıkları, davanın mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından Mahkememiz’in görevsizliği nedeniyle Hmk’nun 114, 115.maddelerine Göre Davanın Usulden Reddine, İstanbul Anadolu 14.asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 778/I-1. maddesi poliçenin iptale ilişkin 757 ila 763. madde hükümlerinin bono yönünden de uygulanacağı yönünde düzenleme sevk etmiş olup, 6102 sayılı TTK’nın 757/I. maddesi ve 30.06.2012 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngörün 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde ticaret mahkemesi yetkili kılınmıştır. Somut olayda; davacı, davalının senetten kaynaklı borcunu ödemediğini, bu nedenle tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamında tarafların tacir olduğuna dair bir delil bulunmadığı, taraflar arasında da ticari ilişki olduğuna dair beyan ve buna ilişkin delilin şu aşamada dosyada bulunmadığı, uyuşmazlığın kaynağının zamanaşımına uğramış bono olması, davacının ilamsız icra takibine dayanması, vade tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan bonoların kambiyo senedi niteliğinde olmayıp, yazılı delil başlangıcı sayılması (HGK’nın 09/11/2016 tarih, 2014/19-1241 Esas ve 2016/1033 Karar sayılı ilâmı), ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere