Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/2010 E. 2022/1006 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2010
KARAR NO: 2022/1006
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2021
NUMARASI: 2021/397 2021/420
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret ile İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tazminat talebine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğu davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İş Mahkemesince , taraflar arasında geniş kapsamlı ticari vekalet ilişkisi olduğu, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ticaret Mahkemesince, taraflar arasında hizmet ilişkisi olduğu, davalının davaya ait şirkette pazarlamacılık yaptığı uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4857 sayılı Kanunun 8. Maddesinin 1. Fıkrasına göre, iş sözleşmesi , bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir. Fesihten sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 393. Maddesinde hizmet sözleşmesi ” işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme” olarak tanımlamış ve İş Kanunundan farklı olarak iş görme ve ücret unsurunun alt unsurları vurgulanarak açıklanmıştır. İş sözleşmesini belirleyen ölçüt hukuki- kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukuki bağımlılık işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. Bağımlılık iş sözleşmesini karakterize eden unsur olup, genel anlamıyla bağımlılık, hukuki bağımlılık olarak anlaşılmakta olup, işçinin belirli veya belirsiz bir süre için işverenin talimatına göre ve onun denetimine bağlı olarak çalışmasını ifade eder. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini; işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. Pazarlamacılık sözleşmesi ise 6098 sayılı TBK’nun hizmet sözleşmesi bölümünde 448-460. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Kanununa göre ” pazarlamacının sürekli olarak , bir ticari işletme sahibi işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmeyi veya yazılı anlaşma varsa , bu anlaşmada belirtilen işlemleri yapmayı, işletme sahibi işverenin de buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” Sözleşmenin unsurları , 1. Ticari işletmenin varlığı, 2. Süreklilik , 3. İşletme dışında faaliyet yürütme, 4. Ticari işletme sahibi işveren hesabına çalışma, 5. Aracılık ve sözleşme yapma, 6. Ücret (komisyon-prim) almadır. TBK eskiden olduğu gibi yine iş kanunları (4857 sayılı iş K. 854 sayılı Deniz iş K. 5953 sayılı Basın işK.) karşısında genel kanundur. Ancak bireysel iş kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde BK. Hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK. Öncekine nazaran çok daha ayrıntılı ve işçiyi daha fazla koruyan yeni hükümler getirmiş bulunmaktadır. Kanun koyucu bugüne kadar İş kanunu kapsamında çalışan bu kişilerin ( pazarlamacı- evde hizmet sözleşmesi ile) faaliyet biçiminin özelliğinden ötürü ayrıntılı hükümlere yer vermeyi istediği ve bunu da Borçlar Kanunu içinde yaptığı anlaşılmaktadır. Bir anlamda bu sözleşme türleri ile ilgili özel hükümler getirmiştir. Ancak bu iş kanunu hükümleri kapsamında kalmadığı anlamına gelmez. Pazarlamacılık sözleşmesi İş Kanununun 4. Maddesindeki istisnalar arasında sayılmadığı için İş Kanunu kapsamında bir sözleşmedir. Ancak iş kanununda bu sözleşmeye ilişkin özel hükümler bulunmadığı ölçüde 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun özel hükümleri öncelikli uygulanacak, bulunmadığı takdirde önce iş Kanununu sonra ise Borçlar Kanununun genel hükümlerine başvurulacaktır. Somut uyuşmazlıkta dosya içeriğine göre davalının davacı işverenin taşınmaz niteliğindeki ürünlerini 3. Kişilere pazarladığı , dosya arasına alınan SGK kayıtları ile davalının davacı şirkette hizmet akdi ile çalıştığı, davacı şirketin Alanya Şubesinde satış sorumlusu olarak görev aldığı, yabancı ve yerli müşterilere pazarlama bölümünde tanıtma ve pazarlama hususunda görev yaptığı, bulduğu müşterilerin daire bedellerinin bir kısmına da bağımlılık yükümlülüğü kapsamında davacı işverene ödediği, bu şekilde davacı şirket nezdindeki görevinin alanyadaki davacı şirkete ait taşınmazların reklam satış ve tanıtma işi olduğu ayrıca bulduğu müşteriler için makbuz keserek para tahsil ettiği ve paranın iade edilmemesine davanın dayandığı bu şekilde taraflar arasında tipik pazarlamacılık sözleşmesinin unsurlarının bulunduğu, davacının sürekli olarak, davalı işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık ettiği bu şekilde davacı ile davalı arasında bulunan ilişkinin hizmet ilişkisi, akdin pazarlamacılık sözleşmesi olduğu anlaşılmakla davanın iş mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere