Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/1805 E. 2022/652 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1805
KARAR NO: 2022/652
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/05/2021
NUMARASI: 2021/313 2021/413
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… takibin kambiyo senedinden (bono) kaynaklanması, görevin kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiğinden ve anılan kanuni düzenleme ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2020 tarih 2019/2487 Esas 2020/379 Karar sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 22/10//2020 tarih 2020/960 Esas 2020/1959 Karar sayılı ilamı ile da dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… tarafların senet vade tarihi itibariyle evli olduğu ve borç ilişkisinden kaynaklı senedin veridiği bununla birlikte dava konusu senedin zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1146 esas ve 2021/505 karar sayılı ilamında; “…Dava konusu bononun takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı davacının lehtar, davalının ise keşideci sıfatı taşıdığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Zamanaşımına uğramış olan bono nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir ise de taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde zamanaşımına uğramış olan bonoya yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve böyle bir durumda alacak tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. Ancak bu halde mahkemenin görev durumu temel ilişkinin ticari iş kapsamında bulunup bulunmadığı sonucuna göre belirlenecektir. Öte yandan sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılması halinde ise TTK 732. maddesine göre mahkemenin görev durumu belirlenecektir. Somut olayda ise, davacı vekili dava dilekçesinde bononun davalıya verilen para karşılığı alındığını beyan ettikten sonra dava konusu alacağın mesnedinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olduğunu bildirmiştir. Bu durumda mahkemece davacı vekiline davasının dayanağı açıklattırılarak, temel ilişkiye dayanılması halinde temel ilişkinin ticari iş kapsamında olup olmamasına göre görev durumunun belirlenmesi, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılması halinde ise TTK 732. maddesi karşısında görev durumu hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü mahkeme kararının kaldırılmasına” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında davaya konu senedin kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları yitirdiği, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. Maddesi kapsamında bir davanın ticari dava sayılabilmesi için hem tarafların her ikisinin tacir olması hem de uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması gerektiği bu haliyle tarafların tacir sıfatının bulunmadığı ve sonuç olarak kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Sonuç olarak İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021-79 Esas, 2021-79 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, mahkemenin bu kararında taraflar arasındaki ilişkinin zamanaşımına uğramış kıymetli evraktan kaynaklı ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki yanlış değerlendirmeleri ile mahkememize kaydı yapılan itirazın iptali davasında karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. Zira somut olayda, tacir sıfatını haiz olmayan eşler arasında düzenlenen senetin kambiyo senedi vasfı bulunmayıp, senet adi senet hükmündedir. Usul ekonomisi ilkeleri ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi amacıyla kamu düzeninden olan göreve ilişkin değerlendirmeler doğrultusunda ele alınarak …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 778/I-1. maddesi poliçenin iptale ilişkin 757 ila 763. madde hükümlerinin bono yönünden de uygulanacağı yönünde düzenleme sevk etmiş olup, 6102 sayılı TTK’nın 757/I. maddesi ve 30.06.2012 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngörün 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde ticaret mahkemesi yetkili kılınmıştır. Somut olayda; davacı, evli iken takibe konu ziynet eşyası olan altınlarını davalı olan eşine senet karşılığı borç verdiğini ancak ödemediğini, bu nedenle tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamında tarafların tacir olduğuna dair bir delil bulunmadığı, taraflar arasında da ticari ilişki olmadığı, uyuşmazlığın kaynağının zamanaşımına uğramış bono olması, ayrıca keşide tarihinin bulunmaması, davacının ilamsız icra takibine dayanması, vade tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan bonoların kambiyo senedi niteliğinde olmayıp, yazılı delil başlangıcı sayılması (HGK’nın 09/11/2016 tarih, 2014/19-1241 Esas ve 2016/1033 Karar sayılı ilâmı), ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere