Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/1738 E. 2022/646 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1738
KARAR NO: 2022/646
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2021
NUMARASI: 2019/600 2021/314
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, sözleşme ve senedin iptali istemine ilişkindir. Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesince, “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 776 ve devam maddelerinde bono düzenlenmiştir. Bonolar sebepten mücerret kıymetli evraklardır. Anılan Kanunun 3.maddesinde Bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendirilen bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir hükmüne yer verilmiş, 4.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığını belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 5.maddesinde tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı bildirilmiş olup …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “… davacının, tellallık sözleşmesine dayanarak icra takibi başlattığı , davalının itirazı üzerine duran takibin devamı için davacı tarafından icra iflas kanunu 67 maddesi gereği itirazın iptali davasının açıldığı, davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, davalı ise simsar olup simsarlık sözleşmesine konu taşınmazın konut niteliğinde bulunduğu, davacının bu konutu ticari veya mesleki amaçlarla edindiğine dair dosya kapsamında bir iddia ve delilin bulunmadığı, davalının tüketici sıfatı bulunduğu görülmektedir. Bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Asıl ve birleşen dosyada davacı, birleşen dosya davalısı …’in yetkilisi olduğu asıl dosya davalısı şirket ile ceza soruşturması dosyasında bulunan 28.02.2016 tarihli Gayrimenkul Alım -Satım ve Komisyonculuk sözleşmesi imzaladığı, ancak taşınmaz satışının gerçeklememesine rağmen senedin iade edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin iptali ile bu sözleşme kapsamında verilen senedin iadesi talep edilmiştir. Dosyaya konu uyuşmazlık ve talep dikkate alınarak davalıların, davacı tarafa vermiş olduğu komisyonculuk hizmetinin varlığı taraflarca beyan edilmiş olup, senedin cayma tazminatına istinaden takibe konulduğu davalı tarafça iddia edilmekle, davalıların mesleki faaliyeti kapsamında emlak komisyoncusu olduğu, davacının ise gerçek kişi olduğu, tacir olduğuna dair dosyada delil bulunmadığı ve taşınmazında ticari amaçla kullanılacağına dair de beyan ve delilin bulunmamasına göre, komisyonculuk sözleşmesi kapsamında kalan uyuşmazlık bakımından davacının tüketici kapsamında olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere