Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/1725 E. 2021/1313 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1725
KARAR NO : 2021/1313
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2021
NUMARASI : 2021/263 2021/273
DAVANIN KONUSU: Reddi Hakim/Hakimin Çekinmesi İncelemesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalılar vekili tarafından reddi hakim yoluna başvurulmuştur.
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın İstinaf Mahkemesince incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davalıları vekili Reddi Hakim dilekçesi ile ” İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1039 E. 2019/413 K. Sayılı haksız ve hukuka aykırı kararına karşı tarafımızca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup işbu haksız karar Bölge Adliye Mahkemesi’nin 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/2043 E. 2020/279 K. Sayılı ilamıyla kaldırıldığını, kaldırma kararının devamında İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/254 E. Sayılı dosyasına esas kaydı yapılmış olmakla birlikte işbu davanın 18.03.2021 tarihli duruşmasında “…TBK’nun 227/1-a maddesi uyarınca satımdan dönme ve ayıplı ifa sebebi ile satım bedelinin tahsili ve menfi zararının tahsili talebinde haklı olup olmadığının, haklı ise dava tarihi itibari ile davalılardan talep edebileceği satım bedeli ve menfi zarar tutarının tespiti, davacının daca dilekçesindeki 2. Talebi uyarınca davalının somut olayda hilesinin olup olmadığının, TBK’nun 36 ve 39 maddeleri uyarınca sözleşmenin iptali, satım bedelinin ve menfi zararının tahsili talebinde haklı olup olmadığının, haklı ise dava tarihi ile talep edebileceği davalılardan talep edebileceği satım bedeli ve menfi zarar tutarının tespiti ve ayrıca davalılar vekillerinin kök rapora itirazlarının incelenip değerlendirilmesi kaydı ile bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına…” şeklinde hukuka ve hakkaniyete aykırı nitelikte ara karar tesis edildiğini, mahkemenin, işbu hukuka aykırı kararında “menfi zararının tahsili talebinde haklı olup olmadığının”, “davalının somut olayda hilesinin olup olmadığının” şeklinde Hakim tarafından incelenmesi gereken hukuki uyuşmazlıkların tespiti için Bilirkişilerin görüşüne başvurduğunu, 6100 sayılı HMK m.266 uyarınca yalnızca çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin görüşüne başvurulabileceğini, ancak işbu haksız ve hukuka aykırı ara kararda hakimin çözümü hukuk dışında olmayan, alanında uzman bilirkişilerce rapor tanzim edilmesine gerek duyulmayan, salt hakimlik vasfıyla çözümlenmesi gereken hukuki meseleleri, Bilirkişilerin hukuk bilgisine ve nihayetinde takdirine bırakarak Mahkeme Heyetinin tarafsızlığından şüphe uyandıracak mahiyette tavırlar sergilediğini Mahkeme Heyetinin tarafsızlığına halel getirecek tutum ve üslubu nedeniyle HMK’nun 34 ve devamı maddeleri uyarınca işbu dava dosyasında Mahkeme Başkanı sıfatını haiz Sayın… ile birlikte Mahkeme Heyetinde yer alan diğer üyeler Sayın… ve …’i reddettiklerini bildirerek hakimin reddi taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Reddedilen hakim tarafından, hakimin reddi talebinin reddi gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine, 3.000,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin verilen karar, davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Red dilekçesinde hakimin tarafsızlığını yitirdiğine ilişkin ileri sürülen sebebler, hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilemeyeceği gibi, dilekçede belirtilen sair hususlar işin esası yönünden istinaf ve temyiz sebebi olup, HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir Bu itibarla ilk derece mahkemesinin reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin buna ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak mercice HMK’nın 42/4 maddesi gereğince davalı aleyhine para cezasına hükmedilmişse de, dosya kapsamına göre davalının red talebini kötü niyetle yaptığına ilişkin bir olgu veya bilgi söz konusu olmadığından davalının para cezası ile tecziyesi yasaya uygun değildir. Bu husus yeniden yargılamayı gerektiren bir eksiklik olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında aşagıdaki şekilde yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM:
1-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca; İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/263 D.İŞ ESAS VE 2021/273 D. İŞ KARAR sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davalıların reddi hakim talebinin reddine,
3-HMK’nın 42/4 maddesinde öngörülen koşullar mevcut olmadığından davalı hakkında disiplin para cezası tayinine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf giderinin üzerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 15/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere