Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/1569 E. 2022/413 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1569
KARAR NO: 2022/413
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2020
NUMARASI: 2020/653 2020/696
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tasarrufun iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinin çek ve bonoya dayandığı anlaşılmakla TTK md. 4 uyarınca mutlak ticari dava olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir….” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “… Diğer yandan, aynı kanunun 30.06.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanunun 2.maddesiyle de açıkça bu tür işlerde Ticaret Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bu düzenlemelere göre bir davanın ticari dava olarak kabulü için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması veya tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın 6102 sayılı Kanunun 4 ve 5. Maddelerinde sayılan davalardan olması gerekmektedir. Somut olayda, uyuşmazlık tarafların ticari işletmesiyle ilgili değildir. Ayrıca yasada İİK nun 277 maddesinde yer alan uyuşmazlıkların Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiğine dair özel bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenip , kamu düzenindendir.Ayrıca dava şartları arasında yer verilmiştir.Mahkemenin görevli olup olmaması mahkemece davanın her aşamasında resen gözetilir. Tüm yasal düzenlemeler, Yargıtay İçtihatları ve 6102 sayılı TTK nun 4 ve 5. Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davasında mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava, İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali niteliğindedir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz sayılması ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasıdır. Böylece ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsili amaçlanır. Davada alacaklı ile borçlu olan şirketler arasında ticari bir alım satım ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak davaya konu edilen taraflar arasındaki bu alım satım ilişkisi değil, davalı şirket ile diğer davalı 3. kişi arasındaki muvazaalı olduğu ve iptali istenilen işlemdir. Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır. Bu tür davalar, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik olduğundan ve mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından, bu niteliği itibarıyla asliye ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına göre, uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. (T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: 2014/17-2389 -KARAR NO: 2016/129)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere