Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/834 E. 2020/1682 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/834
KARAR NO : 2020/1682
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/01/2020
NUMARASI : 2019/403 2020/6
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ve İstanbul 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi; gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tespit men oluşturma, kaldırma, imha maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Asliye Ticaret Mahkemesince, “… Taraflar iddia etmekle yükümlü olmakla birlikte, mahkeme önüne gelen bir davada dava ve cevap dilekçesindeki taraf beyanlarını yorumlayarak davanın hukuki nitelendirmesini yapmakla görevlidir. Buna göre, dosyanın yapılan incelemesinde, davacının tasarımları olan ürünlerini korumak için Türk Patent Enstitüsüne başvurduğu ve tasarımlarını tescil ettirdiği ve bu tasarımların ve müşterilerine ait bilgilerin hukuka aykırı yollarla ele geçirildiğini ve haksız kazanç sağlandığını ifade etmiş olmakla, davacı vekilinin 8.celsedeki beyanları da dikkate alındığında, esasen davacının tescilli tasarım hakkına dayandığı, dolayısıyla ihtisas mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, somut olayda tescilli tasarımın kullanılmasına dayanarak, oluşan haksız rekabetin önlenmesi istendiği, talebin temelini tescilli tasarımın haksız iltibasının oluşturduğu, diğer talepler yönünden de bir bütün değerlendirildiğinde, en özel mahkemenin görevli olduğu, tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda davaya konu olan uyuşmazlığın özel görevli ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi alanına girdiği, HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden mahkememizin görevsizliğine, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının İstanbul Fikri Sinai Mahkemesine gönderilmesi …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi ise “… İhtisas mahkemesi niteliğinde olan mahkememizin davada görevli olmadığı, dava dilekçesinde tasarıma tecavüz hükümlerine değil saf haksız rekabet hükümlerine dayanıldığı, gösterilen delillerin ve dayanılan vakıaların tamamının haksız rekabet ile ilgili olduğu, dava konusunun Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, görevin kamu düzeninden olduğu hususu da nazara alınarak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine , görevli Mahkemenin İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş … ” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.Somut olayda ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : müvekkili şirketin fazlaya dair her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden herhangi bir izin almaksızın, müvekkilinin üretim ve iş sırlarından dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde haksız kazanç elde ettiğini ve yetkisiz yararlanarak müvekkilinin işçileri veya diğer yardımcı kişileri işvenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yönelterek üçüncü kişilere işçilerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışarak TTK kapsamında hüküm altına alınan haksız rekabet eylemlerini gerçekleştiren davalıların haksız rekabetlerinin tespitine, haksız rekabetlerinin men’ine ve durdurulmasına, haksız rekabetlerin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetlerin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına, müvekkilinin söz konusu haksız rekabet eylemlerinden doğan zararlarının tazmini için şimdilik 1.000,00-TL manevi tazminat ile alacağın belirsiz olması dolayısıyla mahkemece yapılacak inceleme sonunda ortaya çıkan zarar miktarının belirlenmesi halinde tamamlanmak üzere şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesine, müvekkile karşı işlenen haksız rekabet eylemlerinin durdurulması, önlenmesi ve işbu davanın etkinliğini temin zamanında davalılara ait müvekkilinin üretim ve iş sırlarından dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde yararlanılarak ortaya çıkarılan bütün materyallere, iş mahsullerine ürünlerine, haksız rekabetlerin işlenmesinde etkili olan araçlara ve mallara davalılara ait tespit edilecek adreslerde el konulmasına ve toplanmasına, uygun görülen bir teminat karşılığında veya teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, verilecek ihtiyati tedbir kararının mahkemece verilecek karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde söz konusu emtiaların imhasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.5846 sayılı FSEK’nın 1 ve 1/A. maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, buna göre, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir. Dava tarihinde geçerli olan 6102 sayılı TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde haksız rekabete ilişkin hükümler düzenlenmiştir.TTK’nın 54/2. maddesine göre “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” Bu madde ile hakime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 55. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar gösterilmiştir. Haksız rekabet hükümleri, sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.Davacı vekilinin duruşmalardaki beyanları ve dava dilekçesinde davasını tescilli tasarımları bakımından da oluşturulan haksız rekabetin önlenmesi ve oluşan zararın giderilmesi için açtığı anlaşılmakla, 5846 FSEK hükümlerine göre uyuşmazlığın Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.